Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol fiyatı savaşı, Amerikalı üreticileri milyarlarca dolar zarara uğratıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel petrol talebini ve fiyatları düşürmesi sebebiyle dünyanın en büyük petrol üreticisi ülkeleri arasındaki piyasa mücadelesi her geçen gün artıyor.
Kovid-19 nedeniyle küresel petrol tüketimindeki hızlı düşüş ve piyasadaki arz fazlası, geçen ay petrol fiyatlarını 1999’dan bu yana en düşük seviyelerine iterken, dünyanın en büyük üç petrol üreticisi ABD, Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki pazar kavgasını büyüttü.
Riyad ve Moskova hükümetleri için en büyük piyasalar Asya ve Avrupa olarak öne çıkarken, söz konusu ülkeler bu pazarlardaki petrol tüketicisi ülkelere düşük fiyattan ham petrol satabilme yarışına girdi.
Dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ABD ise Kasım 2018’de Suudi Arabistan ve ardından Rusya’yı geride bırakarak ürettiği ham petrolün büyük bölümünü iç tüketimi için kullanırken, kendi pazarında Suudi Arabistan ile mücadele ediyor.
TRUMP VE SENATÖRLERDEN SUUDİLERE UYARI
Kaya petrolü üreticilerinin yüksek üretim maliyetlerini fırsat bilen Suudi Arabistan, geçen aydan bu yana ABD’deki rafinerilere indirimli petrol satmaya devam ederken, Riyad ile Moskova arasındaki fiyat savaşı da ABD’ye zarar veriyor.
Geçen ay ABD’nin Batı Teksas (WTI) tipi petrol fiyatının sıfırın altına düşmesiyle Amerikalı petrol üreticileri milyarlarca dolar zarara uğradı. Ülkede ham petrol stok kapasitesinin hızla dolması, üreticileri zararına petrol satmaya zorluyor.
Ülkenin en büyük petrol üreticisi ExxonMobil yatırım maliyetlerini bu yıl geçen yıla göre 10 milyar dolar, Chevron da 3,3 milyar dolar azaltacağını duyurmuştu.
ABD’nin en büyük 13 petrol üreticisi eyaletinin senatörleri, geçen ay Riyad hükümetine Amerikalı petrol üreticilerine zarar veren fiyat savaşına son verme çağrısında bulunmuş ve iki ülke arasındaki yakın Orta Doğu stratejik ortaklığının yeniden gözden geçirileceğini kaydetmişti.
ABD Başkanı Donald Trump ise nisan ayı başında, Suudi Arabistan liderliğindeki Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) üretimde kesintiye gitmemesi durumunda, Amerikalı askerlerin Suudi Arabistan’dan çekilmesi hususunda Kongre’nin alacağı bir karara karşı çıkamayacağını belirtmişti.
EN BÜYÜK KAVGA ASYA VE AVRUPA’DA
Suudi liderliğindeki OPEC ve Rusya önderliğindeki OPEC dışı ülkelerin 6 Mart’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenledikleri OPEC toplantısında üretim kesintisi kararı çıkmamasının ardından, bu iki ülke Asya ve Avrupa pazarlarında paylarını korumak ve artırmak için mücadeleye devam ediyor.
Dünyanın en büyük petrol üretici firması Suudi Arabistan milli petrol şirketi Saudi Aramco, nisan ve mayıs aylarında Asya’daki rafinerilere varil başına piyasa fiyatından 5 dolar düşük ham petrol satacağını duyurmuştu.
Bunun üzerine, OPEC’in diğer önemi petrol üreticisi ülkelerinden Irak, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri de Asya’daki alıcılara benzer indirimler sunacaklarını açıklamıştı.
Suudi Arabistan, ayrıca Rusya’nın güçlü olduğu Polonya, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinin rafinerilerine piyasa fiyatının altında petrol ihraç etmeye başladı.
Suudiler, Rusya’nın pazar payını alabilmek için Asya ve Avrupa’daki petrol ithalatçılarına ödemelerini 90 gün erteleyebilme seçeneği sundu.
Rusya’nın Asya ve Avrupa pazarlarında pay kaybetmemek için en büyük avantajı ise bu ülkelere deniz yolundan çok daha ucuz taşıma maliyetine sahip yaygın boru hatları ağına sahip olması dikkati çekiyor.
Arz fazlasının oluştuğu ve rafinerilerde kapasitelerin dolma noktasına geldiği küresel petrol piyasasında birçok üretici petrol tankerlerini ürettikleri petrolü stoklamak için kullanırken, deniz yoluyla petrol kargolamanın maliyeti de her geçen gün artıyor.
Öte yandan, Asya ve Avrupa’daki bazı ülkelerin ve rafinerilerin Rusya’dan boru hatlarıyla uzun dönem petrol ithal etme sözleşmelerine bağlı olması, henüz müşterilerine indirim sağlamayan Moskova hükümetinin elini güçlü tutuyor.
Bu durumda, boru hatlarının yüksek taşıma kapasitesi, düşük maliyet ve yaygın ağıyla daha hızlı petrol teslimatı sağlaması Asya ve Avrupa pazarlarında Rusya’ya büyük avantaj sağlıyor.