İnternet kullanımı arttı… Siber zorbalığa dikkat

Koronavirüs önlemleri kapsamında evden dışarıya çıkamayan, arkadaşlarıyla oyun oynayamayan çocuklar bilgisayar ve telefonlarla dolayısıyla çevrimiçi ortamlarda daha fazla vakit geçiriyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampus Rektörü, aynı zamanda Siber Güvenlik ve Yapay Zekâ Uzmanı Prof. Dr. Nazife Baykal, siber zorbalık konusunda ailelere dikkatli olmalarını öneriyor.

İnternet kullanımı arttı… Siber zorbalığa dikkat
Yayınlama: 06.05.2020
2
A+
A-

“Yapabileceğimiz en güzel şey çocuğumuzla siber zorbalığı olumsuz bir deneyim yaşanmadan konuşmak” diyen Baykal, araştırmalara göre her 4 çocuktan birinin siber zorbalığa maruz kaldığını ve her 6 çocuktan birinin siber zorbalık eyleminin bir parçası olduğunu belirterek, ebeveynleri şu sözlerle uyarıyor, “Elbette şu an çocuklarımız siber dünyada eskisinden çok daha fazla zaman geçiriyorlar ve ne yazık ki bu oranların arttığını öngörebiliyoruz. Dolayısıyla çocuğumuzun mağdur olmasını da mağdur etmesini de engellemek için bu konuyu olabildiğinde erken konuşmaya başlamalıyız.”

Siber Güvenlik ve Yapay Zeka Uzmanı Prof. Baykal çocuğun siber saldırı tehdidi altında olduğunun nasıl anlaşılacağı ve böyle bir durum karşısında neler yapılması gerektiğine dair şunları söylüyor:

KONTROL ZORLAŞTI

Bilinçli olmayan kullanımda çevrimiçi tehditlere açık hale geleceğimizi bilmemizde fayda var. Çocuklar okudukları ve izledikleri içeriklerle manipüle edilebilirler. Çevrimiçi ortamda çok fazla zaman geçirdiklerinde uyum, iletişim sorunları yaşayabilir, zorbalığa uğrayabilir ve taciz edilebilirler. İçinde olduğumuz kriz dönemine kadar çocuklarımızın çevrimiçi ortamda geçirdiği zamanı belki kontrol edebiliyorduk, şimdi ise bu çok zor. Eriştikleri içeriği ve etkileşime geçtikleri çevreleri anlık kontrol edebilmek de kolay değil.

TEHDİT NASIL ANLAŞILIR

Siber zorbalığa uğrayan çocuklarda genel olarak içe kapanma, kendini yalıtma, neşesizlik ve durgun bir ruh durumu hakim oluyor. Ebeveynler aynı evin içinde bu tür semptomları kaçırmamalı. Akademik başarıda düşüş, dijital hayatı konusunda normalden daha gizli ve korumacı olma, sosyal medyadaki paylaşımlarının öfkeli bir hal alması ve telefon ya da bilgisayarla çalışırken gergin ya da üzgün olması gibi belirtiler gözlemleyebiliriz. Tehditler konusunda konuşmalıyız. Bu noktada çocuğumuzla kurduğumuz iletişimin yargılayıcı ve cezalandırıcı olmaması çok önemli. Bizimle açık iletişim kurabilen çocuklar yetiştirmek onları güvende tutmamız için çok önemli.

ÇOCUĞUNUZLA KONUŞUN

Araştırmalara göre her dört çocuktan biri siber zorbalığa maruz kalıyor ve her altı çocuktan biri siber zorbalık eyleminin bir parçası oluyor. Dolayısıyla çocuğumuzun mağdur olmasını da mağdur etmesini de engellemek için bu konuyu olabildiğinde erken konuşmaya başlamalıyız. Bir kişiyi utandırmak, hedef göstermek, taciz etmek ve rahatsız etmek amaçlı paylaşımlar yapmak siber zorbalığın kapsamına giriyor. Siber zorbalık uygulayan çocukların pek çoğu şaka yaptığını düşünüyor. İfşa etme, başkası gibi davranarak kandırmak, suçlama, az önce açıkladığım trolleme ile hilecilik ve şantajın siber zorbalık çeşitleri olduğunu örneklerle açıklamalıyız.

FOTOĞRAF PAYLAŞIRKEN DİKKAT

Eğer rahatsız olduğu bir iletişime maruz kalıyorsa söz konusu kişiyi hemen engelleyebileceğini, onu rahatsız eden ve üzen bir iletişimi sürdürmesine gerek olmadığını anlatabiliriz. Kendiyle ilgili ne kadar bilgi paylaştığına dikkat etmesi gerektiğini dijital gelişimi başlar başlamaz öğretmeli ve çocuğumuz büyüdükçe yaşının gerekliliklerine uygun olarak bu konuda konuştuğumuz alanı genişletmeliyiz. Kendilerine dair özellikle fotoğraf paylaşırken tedbirli olmaları gerekiyor. Bunları hem anlatarak hem örnek olarak öğreteceğiz, tek çare bu.

HUKUKİ DESTEĞE BAŞVURABİLİRSİNİZ

Çocuk eğer onunla siber zorbalığın ne olduğunu derinlikli şekilde konuştuysak bunu rahatlıkla anlar. Çocuklarımız olan biteni bize eksiltmeden, varsa kendi eylemlerini gizlemeden anlatırsa doğru şekilde eyleme geçmemiz çok daha kolay olur. Zorbalığı uygulayan tanıdığımız biri ise okulda öğretmenlerle, rehberlik servisiyle ya da veli ile iletişime geçebiliriz. Yasal suç teşkil eden bir durum varsa zaman kaybetmeden hukuki destek almak iyi olacaktır.

SAKİN KALIN

Diyelim ki çocuğunuz siber zorbalık yaptı. Çocuğumuzun bir okul arkadaşının velisi arayarak bizi durumdan haberdar etti. Burada öncelikle sakin kalalım, savunmacı davranmayalım. Bu konuyu çocuğumuzla sakin ve kararlı şekilde konuşmalıyız. Bir anda öfkelenip telefonuna, bilgisayarına el koymamalı veliler. Yapılması gereken çocuğumuzla konuşarak davranışının karşı tarafa nasıl hissettirdiğini anlamasını sağlamak ve hatalı davranışına dair sorumluluk üstlenmesini beklemek. Yapıcı uygulamalarla ve gerçekçi sınırlamalarla ilerlemeliyiz.

FİLTRELEME YAPABİLİRSİNİZ

Dijital dünyayı güncel olarak takip etmeliyiz. Bu aslında bir tercihten çok zorunluluk ebeveynler için. Çocukların kullandığı pek çok dijital platform ebeveyn denetimi, içerik filtreleme gibi özellikler sunuyor. Bu özellikleri kullanalım. İnternet servis sağlayıcımız çocukların belirli sitelere girmesini engellememiz için araçlar sunuyor olabilir, bunların kullanımını değerlendirelim. Cihaz kullanımına bir sınır koymak önemli ama o sürede tamamıyla başıboş bırakmak üzücü sonuçlar yaratabilir. Çocuklarımızın sosyal medya hesaplarında ekli olmalıyız, paylaştıkları içerikleri çocuğa gözetlendiği hissini vermeden takip etmeliyiz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.