Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Son 18 yılda, Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki siyasi güven çok daha ileri seviyelere taşındı. 18 yıldan beri, Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile ikili ticaret hacmi 4 kat arttı.” dedi.
DEİK/Türkiye-Afrika İş Konseyleri tarafından “COVID-19 Krizine Çok Taraflı Bir Cevap: Türkiye-Afrika Ortaklığı” konulu webinar (İnternet semineri) düzenlendi.
Seminerde konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, COVID-19 süreci boyunca yaşanan gelişmelere rağmen DEİK olarak, mümkün olduğunca iletişimi açık tuttuklarını, ilgi, destek, rehberlik için önemli bir kaynak oluşturmaya devam ettiklerini ve iş geliştirme aktivitelerinin koordinesini yürüttüklerini belirtti.
Olpak, Afrika’nın yükselişinin yalnızca Türkiye için değil dünyanın tamamı için önemli olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin stratejik bir ortak olarak uluslararası düzeyde Afrika’nın entegrasyonun destekleyicisi ve yaygınlaşması için en büyük itici güçler arasında yer aldığını kaydetti.
DEİK’in Türkiye’nin Afrika ile olan ticaret, ekonomik ve kültürel bağlarını ikili iş konseyi mekanizmaları aracılığıyla daha da güçlendirmek için katalizör rolünü üstlendiğini aktaran Olpak, 50’ye yakın partner kurum ile birlikte 45 Afrika ülkesinde çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
“Afrika ülkeleri ile ikili ticaret hacmi 4 kat arttı”
Olpak, Türkiye’nin, Afrika’da, kazan-kazan politikasıyla bağlantılı olarak, eşitliği, şeffaflığı ve sürdürülebilirliği esas alan güçlendirme politikasını sürdürdüğüne işaret ederek, “Son 18 yılda, Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki siyasi güven çok daha ileri seviyelere taşındı. 18 yıldan beri, Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile ikili ticaret hacmi 4 kat arttı.” diye konuştu.
“COVID-19 sürecinde Türkiye elinden gelen tüm yardımı sundu”
Son 18 yılda Türkiye’den Afrika’ya giden toplam kişi sayısının 2 kat, Afrika’dan Türkiye’ye gelen toplam kişi sayısının 4 kat arttığını anımsatan Olpak, “COVID-19 sürecinde Türkiye elinden gelen tüm yardımı sundu. Sadece hükümet tarafından değil, Afrika’da faaliyet gösteren Türk özel sektörünün temsilcileri de bu maske ev diğer koruyucu diğer ekipmanların üretimine başladılar, vakıf ve fon için bağışlarda bulundular. Küresel toplumlar olarak bu COVID-19 salgınında çıkardığımız dersler var. Bunlardan birisi iç kapasitelerin geliştirilmesi. DEİK olarak, kıtanın entegrasyon çabalarını desteklemeyi sürdüreceğiz. COVID-19 salgınından sonra Afrika’ya olan yatırımlarımızı artıracağız. Türkiye’nin Afrika’da ki yatırımları çok çeşitlilik arz ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Afrika’nın teşvik olarak 150 milyar dolara ihtiyacı var”
Afrika Kalkınma Bankası (AFDB) Başkan Yardımcısı Khaled Sherif ise Afrika’nın hali hazırda karşı karşıya olduğu durumun ciddi bir dizi şoklar getirdiğinin, petrol ve emtia piyasalarının ciddi bir şekilde çöküşte olduğunun altını çizdi.
Sherif, hizmet sektöründe ikili ve çok taraflı borç ödenmesinin zorlu hale geldiğini belirterek, “Kenya, Mısır, Güney Afrika gibi Afrika ülkelerinin birçoğu turizme bel bağlıyor. Döviz geliri tamamen düşüşe geçiyor. Yıllık olarak bakıldığında bu döviz şoku gerçekten kayda değer. Avrupa’da ve ABD’de çalışanlar daha az para gönderebiliyor. Burada da yüzde 60’lık düşüş var. Gana ile Fil Dişi Sahilleri’nde kabaca döviz geliri buradaki kahve ticaretinden geliyordu. Burada da yüzde 60 civarında değer kaybı söz konusu.” ifadelerini kullandı.
Afrika ekonomilerinin dayanaklılığının 2-3 ihracat kalemine dayandığına işaret eden Sherif, “54 ekonomi ya kısmen ya da tamamen ekonomiyi kapatmış durumda. Bundan dolayı gelir vergisi hakkında konuşulacak bir durum yok. Afrika ülkelerinin büyük kısmında işsizlik sigortası gibi bir uygulama yok. Ekonominin yüzde 60’ı gayri resmi ekonomi olarak ilerliyor ve işsizlik artıyor. COVID-19 salgını eğer 1-2 ay daha devam ederse Afrika kıtası daha da umutsuzluğa kapılacak. Afrika’nın teşvik olarak 150 milyar dolara ihtiyacı var. Böylece şirketler kan kaybına uğramasın, faaliyetlerini sürdürebilsin.” yorumunda bulundu.
“Afrika’da hizmet sektörü genel olarak 20-25 milyar dolar kayıp yaşayacak”
Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) Genel Sekreteri Wamkele Mene de COVID-19 salgının Afrika ülkelerinin ekonomileri üzerine etkisinin en çok hizmet sektöründe olduğunu ve hizmet sektörünün Afrika’da büyük oranda havayolu hizmetleri, turizm gibi, otel endüstrisi gibi alanlardan müteşekkil olduğunu hatırlattı.
Mene, Afrika’da hizmet sektörünün genel olarak 20-25 milyar dolar kayıp yaşayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu çok kayda değer bir faktör tabii. Dünya etrafında birçok ülke ekonomik kayba uğradı. Ticaret ortaklarımıza baktığımızda, ihracatımızın yüzde 53’ü Avrupa’ya, Çin’e gidiyor. Bu salgının sonrasında yaşanan ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamadan dolayı bu ülkelerin de durumunu düşünüldüğünde Afrika üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak. İhracat pazarımız ciddi bir şekilde etkilendi. Afrika’daki teşvik paketleri sayesinde, Afrika ülkeleri arasında ticaretin teşvik edilmesi, artırılması ve kendimizi yıl ve yıl büyüme pozisyonuna getirmemiz öngörülüyor. Ekonomilerin canlandırılması için endüstriyel kalkınmanın hızlandırılması, imalat kapasitemizin artırılması, tedarik zincirimizi çeşitlendirmemiz, ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor.”
“Türk müteahhitler tarafından Afrika’da yürütülen projelerin değeri 65 milyar doları aştı”
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Hüsnü Dilemre de Türkiye’nin Afrika’yı her zaman önemli bir partner olarak gördüğünü, Afrika ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin Türkiye’nin ticari diplomasisin bir parçası olduğunu belirtti.
Dilemre, Türkiye’nin Afrika ile ticaret hacminin 2003 yılında 5,3 milyar dolar iken şu an da 20 milyar dolarlara yükseldiğini ifade ederek, Türkiye’nin Afrika’daki yatırımlarının 6 milyar doları geçtiğini aktardı.
Türk müteahhitler tarafından Afrika’da yürütülen projelerin değerinin 65 milyar doları aştığını anımsatan Dilemre, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin Afrika’daki kurumsal mevcudiyeti, Fransa’nın, Birleşik Krallığın, ABD’nin, Çin’in ve Rusya’nın bulunduğu sırada yer almaktadır. Mümkün olduğunca sınır ötesi ticaretin kolaylaştırılmasını hedefliyoruz. Her ne kadar pandeminin kısıtlanması için sınırlamalar getirilse de bu kısıtlamalarla ticaretin sınırlandırılmaması ya da iş dünyasının cezalandırılmaması gerekiyor.”
Ticaret ve Kalkınma Bankası Üst Yöneticisi Admassu Tadesse de Afrika ülkelerinde kaynakların düşüşe geçse de güçlü olan başka kaynakların olduğunu belirtti.
Tadesse, Afrika ülkelerinde tarım sektörünün iyi gittiğini, ocak ayından beri gübre ithalatıyla ilgili yoğun bir şekilde finansman sağladıklarını ifade etti.
Madencilik ve petrol endüstrisinin ciddi bir darbe yediğini aktaran Tadesse, “Ticaret ve Kalkınma Bankası olarak, çok taraflı fon sağlayıcılarımızla sürekli temas halindeyiz. Böyle dönemlerde ortaklıkları çok önem taşır. Bütün angajmanlar hayata geçirilmiş durumda.” dedi.