Söz yazarı ve besteci Özdemir Erdoğan, 1996 yılında hayatını kaybeden Zeki Müren hakkında çok konuşulacak açıklamalar yaptı. Erdoğan, “İnsanlarımız Zeki Müren’i çocuklarıyla birlikte izledi. Onu izleyen küçük erkek çocukları travmalar yaşadı” dedi.
2020 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödül Töreni’nde müzik dalında büyük ödüle layık görülen Özdemir Erdoğan, Posta’dan Alev Gürsoy’a konuştu. Ünlü sanatçı, verdiği röportajda Zeki Müren hakkında olay yaratacak açıklamalar yaptı. Özdemir Erdoğan’ın röportajından satırbaşları şöyle:
Zeki Müren’e dair garip bir “Madam” çıkışınız oldu. Bu çıkışınızı pek anlayamadım…
“Bakın, Zeki Müren ilk defa 1950’de piyasaya çıkmıştır ve o Türkiye’nin ilk rol modelidir. İnsanlarımız onu küçük erkek çocuklarıyla birlikte televizyonda seyretti. Ve onu izleyen erkek çocuklar travmalar yaşadı. Kötü bir rol modeldi. Sonradan bir sürü Zeki Müren’in taklitçileri çıktı. İnsanlar ona özendi. Ben bir insanın eşcinsel olmasından rahatsız olmam ama eğer bu, toplum önünde örnek olacak şekilde kullanılıyorsa zararlıdır.”
“FERDİ ÖZBEĞEN DE EŞCİNSELDİ AMA ZEKİ MÜREN GİBİ AFİŞE ETMEDİ, EFENDİ GİBİ ÖLDÜ GİTTİ”
Zeki Bey, bunu kullanıyor muydu sizce?
“Elbette. Ferdi Özbeğen de eşcinseldi ama efendi efendi davrandı. Bir gün bile eşcinselliğini afişe etmedi. Kendi inançları ve kendi dünyasında efendi gibi öldü, gitti.”
Bu sözleriniz bazı insanları incitip öfkelendirebilir.
“Bakın mesela Bülent Ersoy, çok daha namuslu, çünkü o kadın oldu. Yani erkek çocuklara kötü örnek olmadı. ‘Ben böyle hissediyorum’ dedi ve gitti kadın oldu. Bu kadına kimse bir şey diyemez ama Zeki Müren kötü bir rol modeldi. Aklı başında olan herkes böyle düşünür. Bugün erkekler mini etek giyip oje sürse, makyaj yapsa hoş karşılanır mı? Hem bu tehlikeyi kabul ediyorsunuz hem de sanat uğruna bunu görmezden geliyorsunuz. Bana kalırsa bu büyük bir sahtekarlık ve çelişkidir. Bunu konuşmamak ahlaksızlıktır. Siz böyle bir tehlikenin varlığını kabul ediyorsunuz ama sanat uğruna ağzınızı açıp tek kelime etmiyorsunuz. Bir tek Özdemir Erdoğan konuşuyor.”
Zeki Müren hayatta olsaydı yüzüne karşı bu cümleleri kuramazdınız!
“Tabii ki kurardım! O zaman da kurdum. Bakın, ustalığını dünyanın kabul ettiği bir müzisyen olarak söylüyorum; Zeki Müren sadece yerel ve Türkiye hudutlarında kalan yöresel bir sanatçıdır. Kariyerinin ilk 10 senesinde güzel şarkı söyledi ama 1965’ten sonra yaşadığı hayat dolayısıyla şarkı da söyleyemedi.”
“ZEKİ MÜREN’İ EVRENSEL SANATÇI OLARAK GÖSTERENLER AHLAKSIZDIR”
Bir ‘Sanat Güneşi’nden bahsediyorsunuz. Ayrıca o da ‘Devlet Sanatçısı’ unvanını aldı. Kendisine ‘Paşa’ deniyordu…
“Hayır! ‘Sanat Güneşi’ ifadesini ona ne devlet ne halk verdi. Bizzat kendi kendine yakıştırdı. Çünkü müthiş bir şöhret hırsı vardı. Bilmediğiniz çok şey var. ‘Paşa’ deniyordu” diyorsunuz. Bir tek asker çıkıp da bir şey demedi. Nedir paşa? Bir asker ortamında en yüksek ve en şerefli yerdir. Onu bile kullandı, her şeyi kullandı. Buna karşı çıkıyorum. İlk çıktığı seneler sesi iyiydi ama bu kişiyi günümüzde hâlâ evrensel bir sanatçı gibi gösterenler ahlaksızdır.”
“HORMONLU POPÜLERLİĞE İHTİYACIM YOK DEVLET KİMSEYE BOŞU BOŞUNA ÖDÜL VERMEZ”
Siz başarılı olan herkesi eleştiriyorsunuz sanki. Ajda Pekkan’a yönelik eleştirileriniz de var…
“Ben kimseden icazet, yardım almadım. Masonluktan istifa ettim. FETÖ bir dolu çanta ile geldi kapıma, reddettim. Devlet, kimseye boşu boşuna ödül vermez. Hormonlu popülerliğe ihtiyacım yok benim kardeşim! Dış güçlerle bir yere gelmedim.”
Kaynak: Milliyet