TBMM Genel Kurulunda, Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Raporu görüşülüyor.
Rapor üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, Türkiye’nin, deprem üretme potansiyeli yüksek diri fayların olduğu bir coğrafyada yer almasına rağmen toplumda deprem bilincinin oluşmadığını söyledi. Nuhoğlu, “Ortaya çıkan can ve mal kayıplarının sorumlusu yapılaşmanın her kademesindeki yetkililer ve yöneticilerdir” diye konuştu.
Nuhoğlu, “İktidarın anlayış ve uygulamalarında genel olarak mühendis odaları yok sayılmaktadır. Raporun öneriler bölümündeki birçok maddede mühendis odalarının çözüm ortağı olarak yer almasını önerdik ama dikkate alınmadı. En başta inşaat mühendisleri olmak üzere jeoloji, jeofizik ve harita kadastro mühendisleriyle mimar ve şehir plancıları odalarının etkin görev almaları mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
18 İLİN ALTINDAN FAY HATTI GEÇMEKTE
Rapor üzerinde HDP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, depremin dünyada yaşayan herkesi, bütün canlıları vuran bir doğa olayı olduğunu söyledi. Depremin, insan yaşamının bir gerçeği olduğunu, yer kabuğunun altının soğuyana kadar bu doğa olayının süreceğini ifade eden Kenanoğlu, Türkiye coğrafyasının yüzde 66’sı, yaşam alanlarının da yüzde 71’inin deprem riski altında olduğunu belirtti.
Türkiye’de 18 il, 80 ilçe, 502 köyün altından aktif fay hattının geçtiğini dile getiren Kenanoğlu, “Tüm bu il ve ilçelerde yapılaşmanın tamamen yasaklanması, bunların üzerine bina inşa edilmemesi gerekirken aktif fay hattı üzerindeki illerde imar afları da dahil olmak üzere işlemler ve sistem sürdürülüyor. Afet riski altındaki alanlarının dönüştürülmesi hakkındaki kanuni düzenlemeler bütünlüklü olarak ele alınarak halkın afetlere karşı güvenli olmasını sağlayacak şekilde yeniden düzeltilmeli” diye konuştu.
‘BAĞIMSIZ DEPREM KURULUŞLARI’ ÖNERİSİ
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, araştırma komisyonunun kurulmasından raporun teslim edilmesine kadar yaklaşık 8 aylık bir çalışma gerçekleştirildiğini, kendisinin de üyesi olduğu komisyonda birçok resmi kurum ve sivil toplum kuruluşunun dinlendiğini söyledi.
Çalışma sonucunda 268 öneri içeren 522 sayfalık bir raporun ortaya çıktığına işaret eden Kılıç, CHP olarak raporun büyük bir kısmına katıldıklarını, eksik buldukları kısımlara ilişkin ek görüşlerini de sunduklarını anlattı.
Kılıç, Türkiye’de konutların yaklaşık yüzde 40’ının kaçak ya da ruhsatsız olduğunu, denetimden uzak bu yapıların felaketlere davetiye çıkardığını savunarak son 11 yılda çıkan 7 imar affının bu sorunu büyüterek içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini söyledi.
“Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasına ilişkin görülüyor ki ülke olarak daha çok yol katetmemiz gerekiyor.” diyen Kılıç, bağımsız deprem kurulları oluşturulmasını, Kandilli Rasathanesinin çalışmalarının göz ardı edilmemesini, deprem vergilerinin depremin zararlarını azaltacak tedbirler ve deprem sonrası çalışmalar için harcanmasını, toplumsal farkındalık yaratılmasını önerdi.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, genel görüşmenin tamamlanmasının ardından, birleşimi saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
TBMM Genel Kurulunda, Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Raporu görüşüldü.
Rapor üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, Türkiye’nin, deprem üretme potansiyeli yüksek diri fayların olduğu bir coğrafyada yer almasına rağmen toplumda deprem bilincinin oluşmadığını söyledi. Nuhoğlu, “Ortaya çıkan can ve mal kayıplarının sorumlusu yapılaşmanın her kademesindeki yetkililer ve yöneticilerdir” diye konuştu.
Nuhoğlu, “İktidarın anlayış ve uygulamalarında genel olarak mühendis odaları yok sayılmaktadır. Raporun öneriler bölümündeki birçok maddede mühendis odalarının çözüm ortağı olarak yer almasını önerdik ama dikkate alınmadı. En başta inşaat mühendisleri olmak üzere jeoloji, jeofizik ve harita kadastro mühendisleriyle mimar ve şehir plancıları odalarının etkin görev almaları mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
Rapor üzerinde HDP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, depremin dünyada yaşayan herkesi, bütün canlıları vuran bir doğa olayı olduğunu söyledi. Depremin, insan yaşamının bir gerçeği olduğunu, yer kabuğunun altının soğuyana kadar bu doğa olayının süreceğini ifade eden Kenanoğlu, Türkiye coğrafyasının yüzde 66’sı, yaşam alanlarının da yüzde 71’inin deprem riski altında olduğunu belirtti.
Türkiye’de 18 il, 80 ilçe, 502 köyün altından aktif fay hattının geçtiğini dile getiren Kenanoğlu, “Tüm bu il ve ilçelerde yapılaşmanın tamamen yasaklanması, bunların üzerine bina inşa edilmemesi gerekirken aktif fay hattı üzerindeki illerde imar afları da dahil olmak üzere işlemler ve sistem sürdürülüyor. Afet riski altındaki alanlarının dönüştürülmesi hakkındaki kanuni düzenlemeler bütünlüklü olarak ele alınarak halkın afetlere karşı güvenli olmasını sağlayacak şekilde yeniden düzeltilmeli” diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, araştırma komisyonunun kurulmasından raporun teslim edilmesine kadar yaklaşık 8 aylık bir çalışma gerçekleştirildiğini, kendisinin de üyesi olduğu komisyonda birçok resmi kurum ve sivil toplum kuruluşunun dinlendiğini söyledi.
Çalışma sonucunda 268 öneri içeren 522 sayfalık bir raporun ortaya çıktığına işaret eden Kılıç, CHP olarak raporun büyük bir kısmına katıldıklarını, eksik buldukları kısımlara ilişkin ek görüşlerini de sunduklarını anlattı.
Kılıç, Türkiye’de konutların yaklaşık yüzde 40’ının kaçak ya da ruhsatsız olduğunu, denetimden uzak bu yapıların felaketlere davetiye çıkardığını savunarak son 11 yılda çıkan 7 imar affının bu sorunu büyüterek içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini söyledi.
“Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasına ilişkin görülüyor ki ülke olarak daha çok yol katetmemiz gerekiyor.” diyen Kılıç, bağımsız deprem kurulları oluşturulmasını, Kandilli Rasathanesinin çalışmalarının göz ardı edilmemesini, deprem vergilerinin depremin zararlarını azaltacak tedbirler ve deprem sonrası çalışmalar için harcanmasını, toplumsal farkındalık yaratılmasını önerdi.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, genel görüşmenin tamamlanmasının ardından, birleşimi saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı. (Kaynak: Evrensel)