Gümüşhane’de Çanakkale Savaşı gazisi 1898 doğumlu Temel Doğan’ının eşi 110 yaşındaki Güllü Doğan eşinin İstiklal Madalyasını ilk günkü gibi saklıyor.
Cepheye 16 yaşında giden ve Çanakkale Savaşı’ndan gazi olarak memleketine dönen eşi Temel Doğan’ın, savaştan döndükten sonra kendisine askerlik anılarını anlattığını söyleyen Güllü Doğan, savaşın yokluk içerisinde geçtiğini ve eşinin ayağında potinin bile olmadığını anlattığını söyledi. Eşinin o günlere dair anılarını anlatırken gözleri dolan Güllü Doğan, 1989 yılında hayatını kaybeden eşini çok özlediğini ifade etti.
Eşinin o günlere ait anılarından bahseden 110 yaşındaki Güllü Doğan, “8 çocuk annesiyim. Eşim savaştaki anılarını bana anlatırdı. Potinleri yırtılmış, yalınayak kalmış. Yüzbaşının yanına gidip potinim yok demiş. Yüzbaşı da demiş ki, git o gavuru vur, potinlerini de giy. Ben de gittim buldum, vurdum, giydim ayaklarıma geldim dedim ki Yüzbaşım giydim geldim dedi. Çok anısını anlatmıştı ama aklımızda kalmadı ki. Aklımda bu kaldı sadece. Eşim 1989 yılında vefat etti. Benim okur yazarlığım yok, nüfus kağıdımda beni büyük yazdırdılar ben 110 yaşındayım. Benim eşim yumurta yemezdi. Askerde yumurtaları yedirdiler bize tiksindim, daha yumurta yemem derdi. Özlüyorum onu ama elimizden bir şey gelmiyor. Mekanı cennet olsun, aylığıyla bana destek oluyor. Allah tüm şehitlerimize gani gani rahmet eylesin. Polislerin, askerlerin, başbakanların da hepsinin kandillerini kutlarım Allah hepsine uzun ömürler versin” ifadelerini kullandı.
Dedesinin İstiklal Madalyasını her 18 Mart’ta gururla taşıdığını söyleyen torunu Ali Doğan, “Dedem Çanakkale Savaşı’na 16 yaşında gitmiş. Gelibolu’da savaşa katılıp yaklaşık 4 yıl orada kaldıktan sonra savaş bitince memleketine geliyor. Ondan sonra Çanakkale Gazisi olarak madalya alıyor. Kırmızı kurdeleli madalya veriliyor dedeme. 1989 yılında da vefat ediyor. Her 18 Mart’ta ben madalyayı alarak onu dualarla, rahmetle anarak bir gün günü geçiriyorum. Ben dedemi 7 yaşına kadar gördüm. Savaş zamanında botlarının yırtık olduğunu anlatırdı, bot yoktu yalınayak savaşıyorlarmış. Yokluk içindeymiş savaş, dedem komutanından bot istiyor, komutan diyor ki düşman askerini öldür ve botunu giy. Düşmanı öldürdükten sonra sadece botunu alıyorlardı çünkü yalınayak savaşıyorlardı. Yoklukta bu vatanı kurtardılar. Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun bütün şehit ve gazilerimizin” diye konuştu.
Uğur Bulut (İHA)