İngiltere’de Kraliçe Elizabeth’in ilk başörtülü danışmanı oldu!

İngiltere’de Kraliçe Elizabeth’in danışmanı olan ilk başörtülü ceza avukatı Sultana Tafadar, yaşadığı zorlukları anlattı. Bangladeş asıllı Tafadar, mesleğinde yalnızca yüzde 2’lik bir kısmın bu göreve dahil olabileceğini belirtt. Tafadar, ‘Ceza mahkemesinde başörtülü tek kişi bendim ve mahkemeye giderdim.’Davanın avukatı sen misin?’ diye sormazlardı’ diyerek yaşadığı zorluklardan bahsetti.

İngiltere’de Kraliçe Elizabeth’in ilk başörtülü danışmanı oldu!
Yayınlama: 05.04.2022
Düzenleme: 05.04.2022 20:13
2
A+
A-

İngiltere’de Kraliçe Elizabeth’in danışmanı olan ilk başörtülü ceza avukatı Sultana Tafadar, yaşadığı zorlukları anlattı. Bangladeş asıllı Tafadar, mesleğinde yalnızca yüzde 2’lik bir kısmın bu göreve dahil olabileceğini belirtt. Tafadar, ‘Ceza mahkemesinde başörtülü tek kişi bendim ve mahkemeye giderdim.’Davanın avukatı sen misin?’ diye sormazlardı’ diyerek yaşadığı zorluklardan bahsetti.

 

Bangladeş asıllı göçmen bir ailenin çocuğu olan Sultana Tafadar, İngiltere’de bir avukatın gelebileceği en üst düzey makam olan “Queen’s Counsel’a (Kraliçe’nin Danışmanı)” atanan “ilk başörtülü ceza avukatı” oldu ve bugünlerde Fransa’da avukatlara yönelik başörtüsü yasağıyla mücadele için uluslararası girişime öncülük yapıyor.

AA’nın haberine göre, İngiltere’de etnik azınlıktan gelen ve 21 Mart’ta “Queen’s Counsel’a atanan ilk başörtülü ceza avukatı” Sultana Tafadar, başkent Londra’daki Old Bailey Mahkemesi’nin tarihi girişinde, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen mesleğinin zirvesine yükselme hikayesini AA muhabirine anlattı.

Londra yakınlarındaki Luton bölgesinde Bangladeşli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Tafadar, ülke genelinde sadece 1928 avukatın sahip olduğu Queen’s Counsel pozisyonuyla, devletlere ve uluslararası kuruluşlara insan hakları ve uluslararası hukuk konusunda tavsiyelerde bulunabiliyor.

Tafadar, bu göreve atanma sürecinin kolay olmadığını, uzun ve zor bir yolculuk olduğunu belirterek, “Queen’s Counsel’a atanan kadınların sayısına bakarsanız, sayı o kadar da fazla değil. Sadece 575 kadın Queen’s Counsel’a atandı. Siyahi ve etnik azınlık kökenlilere bakarsanız, şu anda atanmış yaklaşık 34 kadın var ve başörtülü kadınlara gelince, sadece 2 kişi varız ve ben ilk başörtülü ceza avukatıyım.” dedi.

Bu göreve getirildiği için çok mutlu olduğunu dile getiren Tafadar, “Queen’s Counsel olmak her avukatın hayalidir. Bu göreve atanmış olduğum için kesinlikle çok memnunum.” ifadelerini kullandı.

“ÇOĞU ZAMAN TERCÜMAN MISIN DİYE SORARLARDI AMA DAVANIN AVUKATI MISIN DİYE SORMAZLARDI”

Tafadar, iş hayatında kadınların, etnik azınlık kökene sahip kadınların ve başörtülü kadınların çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığına işaret ederek, şunları söyledi:

“Bu işe başladığımda, ceza mahkemesinde başörtülü tek kişi bendim ve mahkemeye giderdim. Çoğu zaman mahkemelerde büyük bir sessizlik olurdu ve kim olduğumdan ve orada ne yaptığımdan tam olarak emin olmazlardı. Sanık olup olmadığımı, çoğu zaman tercüman olup olmadığımı sorarlardı ancak ‘Davanın avukatı sen misin?’ diye sormazlardı. Yani insanların kim olduğunuz hakkında varsayımlarda bulunduğu, üstesinden gelmeniz gereken zorluklar var. Kabiliyetiniz hakkında varsayımlarda bulunurlar ve bu varsayımları yıkmak zaman alır. Bunlar kariyerim boyunca karşılaştığım türden zorluklar.”

“FRANSA’DAKİ AYRIMCI UYGULAMALAR, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İNKARIDIR”

Tafadar, Queen’s Counsel’a atanmadan yaklaşık 2 hafta önce Fransa’da Yargıtay’ın “avukatlıkta başörtüsü yasağını ayrımcılık olarak görmediği”ne hükmetmesinin hatırlatılması üzerine, bunun çok üzücü bir ironi olduğunu dile getirdi.

Sultana Tafadar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İngiltere’de Queen’s Counsel’a atanıyorum ki bu da benim hukuk mesleğinin ilk yüzde 2’lik diliminde olduğumu gösteriyor. Bu göreve atanma törenimde başörtümü taktım. Diğer avukatlar peruk takıyor ama ben peruk takmaktan muafım. Ancak, kanalın (Manş Denizi’nin) hemen diğer tarafında Fransa’da, avukatların başörtüsü takarak mahkemeye gitmesine, kadınların kapasitelerini ve tam potansiyellerini gerçekleştirmelerine izin verilmediği tamamen farklı bir senaryo var. Bu kadınlara sadece mahkemede değil, hayatın her alanında izin verilmiyor. Spor yapmalarına izin verilmiyor, meslekleriyle kamusal alanda yer almalarına izin verilmiyor.”

Kaynak: Akşam

 

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.