20. Dönem Zonguldak milletvekili ve Milli Görüş Platformu Sözcüsü Necmettin Aydın, ‘Başkanlık Sistemi Olmasaydı’ Türkiye’nin karşılaşacağı zorlukları ele alan bir basın bildirisi yayınladı.
Necmettin Aydın tarafından yayınlanan bildiri şu şekilde:
Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber 1950 de çok partili hayat geçtikten sonra son yüzyılda yaptığımız üçüncü önemli yönetim değişikliğimiz başkanlık sistemine geçmek olmuştur. Her üç büyük değişiklik güçlü liderliklerle mümkün olmuş ve bu yönetim değişiklikleri ile beraber çok önemli gelişme, değişim ve dönüşümler yaşanmıştır. Türkiye olarak İki yılı doldurmak üzere olan başkanlık sistemine geçişimizin de ne kadar isabetli olduğu her geçen gün daha da ortaya çıkmaktadır.
BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE VERİMLİ BİR SÜRECE GİRİLDİ
Başkanlık sistemi ile Ülkemiz çok verimli ve başarılı bir sürece girmiştir. Türkiye ilk defa temel konuları en yetkin bakanlar tarafından ve günlük kısır siyasi çekişmelerin dışında yönetilmektedir. Ekonomi, Güvenlik, Sağlık, Eğitim gibi konularda dünya örneği başarılar ortaya konulmuştur.
-Özellikle Pandemi konusundaki başarımız, ve yardımlarımız tüm dünyaca alkışlanmış, tebrik ve teşekkürler alınmıştır. Dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD’ye yapılan tıbbi yardım hem başkanları hem dışişleri bakanları tarafından teşekkür edilmiştir.
– Güvenlik konusunda Türkiye, Kıbrıs harekatından sonra ikinci defa deniz aşırı Libya operasyonunu başarı ile yürütmektedir. Türkiye güvenlik hattını kırk kilometre güneye İdlib-Musul çizgisine kaydırmış, bütün dünya sisteminin desteklediği PKK-PYD çemberini kırmış yok etme aşamasına gelmiştir.
-Ülkemiz Eğitim konusunda da çok önemli ve köklü bir değişikliğinin içindedir. Mesleki eğitimdeki gelişmeler ve Pandemi dönemindeki internet üzerinden yapılan eğitim çalışması da dünya örneği bir başarı hikayesidir.
-En önemli başarı ise ekonomi alanında olmuştur. Türkiye ekonomimizin kanseri durumunda olan iki konuda çok önemli başarı kazanmıştır. Bunun birincisi cari dengenin sağlanmış olmasıdır. Bu çok önemli bir olaydır, bir hastanın yoğun bakımdan çıkması gibi bir şeydir. İkinci önemli bir konuda dış borç miktarındaki azalmadır. Şeker hastasının şekerinin düşmesi gibidir. Maalesef geçmiş dönemde dünya bankası ve Londra Cty güdümlü iki bakan zamanında dış borcumuz beş yüz milyar dolar sınırına dayanmış idi. Başkanlık sistemi döneminde ilk defa dış borcumuz elli milyardan fazla düşmüştür. Bu iki gelişme çok önemlidir.
-Ayrıca Adalet , turizm , tarım ve enerji gibi alanlarda da çok önemli gelişmeler olmaktadır. Bakanlar geçmişte olduğu gibi mesailerinin üçte birini kendi seçim bölgelerinde , üçte birini Ankara siyasetinin gereksiz gündemlerinde kalan üçte birini bakanlıkta geçirmek yerine, tamamını bakanlık görevi için kullanmaktadırlar. Ayrıca siyasetin bir takım dengeleri gözetilerek değil, mesleklerinin en yetkin kişileri olarak tercih edilmişlerdir . Bu iki özellik verimi artırmakta , başarıyı getirmektedir. Bu pandemi sürecinde ABD- Avrupa ekonomileri başta olmak üzere tüm dünya ekonomileri arasında Türkiye en az etkilenen ekonomiler arasındadır.
-Eğer bu gün başkanlık sistemi olmasaydı 2018 seçim sonuçlarına göre koalisyon hükümeti tarafından yönetilemiyor olurduk. Belki ülkemizi bir başka Kemal Derviş veya İMF Komiseri gelmiş duyunu umumiye idaresi başkanı sıfatı ile fiili olarak yönetiyor olacaktı.
-Pandemi sonrası Türkiye’ye’yi çok parlak bir gelecek beklemektedir. 2023 te yüzüncü yıl tamamlandığında yeni bir dünya devi ayakları üzerine doğrulacaktır. Türkiye önümüzdeki üç yılda ihracatını iki yüz elli milyar doların üzerine çıkarmış, yüzde yirmilik bir kalkınmayı başarmış, dünyanın onuncu büyük ekonomisi ve önemli sanayi ülkelerinden biri olacaktır.
– Elbette ki Büyük Tarihler, büyük liderlerin önderliğinde büyük Milletler tarafından yazılır. 2023 de iktidardaki yirmi yılını doldurmuş olacak olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarihteki yerini çoktan almıştır. Sayın Erdoğan günlük politik tartışmaları diğer parti yetkililerine bırakıp, tamamen ulusal ve uluslararası konulara yoğunlaşır ve söylemlerini bu seviyeye çıkarırsa, inanıyorum ki 2023’te bütün partilerin ortak adayı olarak seçimlere girer ve ikinci dönemine seçilir, muhteşem bir final yapmış olur, ve O beş yılda Türkiye dünyanın yeni lideri olarak tarihteki yerini alır.
-Bir diğer çok önemli konuda şudur. Tarih boyunca temel fikir ve mezhep ayrılıklarının temeli siyasi çatışmalara dayanır. Sayın Erdoğan son döneminde Türkiye’nin uzun zamandır içinden geçtiği çatışmalı dönemi sonlandırarak büyük çoğunluğun destek ve sempatisini alıp tüm milletin maddi manevi ortak değerlerde bütünleşmesini ve kaynaşmasını da sağlamış olacaktır.