AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.00’de toplandı. MKYK toplantısı sürerken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösteren Çelik, “CHP adına konuşan genel başkan çıkıp da ’13 şehidin sorumlusu Erdoğan’ dediği zaman bu doğrudan provokasyondur. Türkiye’de ana akım partilerin hiçbirinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır” ifadelerini kullandı. Gara’da gerçekleşen operasyonda tüm yolların denendiğini aktaran Çelik, “Evlatlarımızın canını kurtarmak için diplomasi ve operasyon alanına giren her seçenek değerlendirilmiştir” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları şöyle;
Burada en büyük fedakarlık şehitlerimizin, gazilerimizindir. Ebediyen onların aziz hatıralarını yaşatacağız. AK Parti MKYK, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Diyarbakır Anneleri’nin eylemi devam ediyor. Bu annelere katılan bazı aileler son kayıplarımızda evlatlarını kaybettiler. Bu annelerin evlatlarına kavuşmak için verdiği mücadelenin kainat kadar büyük olduğunu gösteren, evlatları için bu nöbeti tutan anneler bütün dünyayı titretecek nitelikte bir bekleyişi sürdürdüğünü gösteriyor.
GARA’DAKİ PKK KATLİAMI
Son operasyonlarda şehit verdiğimiz kardeşlerimiz, bir kısmı uzun zamandır terör örgütü tarafından alıkonuyordu. Silahlı kuvvetlerimizin, emniyetimizin, jandarmamızın terör örgütüne verdiği güçlü cevaplar aynı güçlü şekilde verilmeye devam edecek. En üzücü tablo, bütün bu acılarımızı yaşarken maalesef birtakım kara propagandalara cevap vermek durumunda kalmamızdır.
Karşımızda bir cinayet, katliam şebekesi var. Buna insanlık adına, haysiyet, namus, vicdan adına verilmesi gereken en hafif tepki lanetlemektir. Ama maalesef bu cinayet şebekesiyle aynı anlayış düzleminde yürüyen, katliam siyaseti diyebileceğimiz bir siyaset anlayışı var. Bu anlayış demokrasi, çoğulculuk gibi kavramları sıkça kullanıyor. Ama esasında hangi şey kendisinde yoksa kendisini en çok onunla ifade eden bir siyaseti sürdürüyor.
Terör örgütüne ideolojik bir meşruiyet vermeye çalışanlar, cinayetleri ve katliamları uzun süredir meşrulaştırmaya çalışanlar terör örgütünü lanetlemek yerine dikkatleri başka noktalara çekmeye çalışıyorlar.
Biz Batı’daki bu çifte standardı çok gördük. Türkiye’ye DEAŞ saldırısı olduğunda Avrupa’nın önemli binalarına Türk bayrağı yansıtılırdı. Ama PKK saldırdığında dayanışma içerisinde olunduğunu görmedik. PKK terörünü estetize etme gibisinden bir yaklaşım var.
PKK BÖLGEDE HESABI OLANLARIN MAŞASIDIR
PKK bölgede hesabı olan herkesin istediği gibi kullanabileceği elverişli bir maşa. Emin olun Kürt çocukların geleceğini buraya bağlayanların gözünde PKK’nın yöneticilerinin hayatı bütün Kürt çocukların hayatından daha önemli. PKK onları emperyalizme lejyoner yapmış, onları ölüme sürmüş, bu katliam, cinayet siyaseti yapanların hiç umurunda değil.
Bütün bunlar olurken terör örgütü çıkıyor, “Bu katliamı biz yapmadık. Türk ordusu bombalamaya çalışırken bu katliam oldu” şeklinde baştan aşağı yalan, her zaman yaptığı şeyi yapıyor. TSK terörle mücadelede dünyanın en deneyimli ordusudur ve bu şehitlerimizin naaşları alındıktan sonra yapılan otopside de görüldüğü gibi bir bombalamayla vücut bütünlükleri dağılmış değil. Sıkılan kurşunlarla hayatlarını kaybetmişler. Meşru bir devletin meşru mekanizmaları içerisinde meşru süreçlerle konuşan kişilerin yapması gereken nedir? Terör örgütünü lanetlemektir.
Katliam siyaseti yapanların başka bir iradesi olmadığını biliyoruz. Kendileri de Meclis’te söylediler, “Örgüt karşısında zerre kadar irademiz yoktur” diye.
KILIÇDAROĞLU’NA SERT TEPKİ: BÖYLE SKANDAL BİR CÜMLE DUYULMAMIŞTIR
Türkiye’de köklü bir parti olan, vatandaşlarımızın önemli bir kısmının teveccühünü kazanmış olan CHP adına konuşan genel başkan çıkıp da “13 şehidin sorumlusu Erdoğan” dediği zaman bu doğrudan provokasyondur. Türkiye’de ana akım partilerin hiçbirinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır.
Bu tespit edilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken, üzüntü verici, vahim ve trajik bir sapma. Ne CHP’ye gönül vermiş, destek veren vatandaşlarımız böyle bir şeyi arzular, ne de milletimizin tamamı arzular. Bir ülkenin terörle mücadelesini böylesine doğrudan hedef almak görülmemiş bir provokasyondur.
Dünyada en ağır şekilde düşmanca Türkiye’ye saldıranlardan bile buna benzer cümleler duymadık biz. Cumhurbaşkanımız buna cevap verdiği zaman söylenen söz şu Kılıçdaroğlu tarafından: “Ben şehitlerin hakkını savunmaya devam edeceğim.”
Burada şehitlerin hatırasına sahip çıkan bir yaklaşım yok ki. Şehitlerimizi öldüren bir yaklaşım söz konusu. Böylesine bir hassasiyetsizlik, özensizlik, sapma nasıl değerlendirilmelidir? Rakamlarla konuşmak doğru değil fakat dünyanın her tarafından rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili operasyonların riski çok yüksektir.” (Hürriyet)