KARADENİZ’de, mayıs ayı sonunda başlayan yayla ve köylere göç geleneği, koronavirüs(corona virüs) salgını nedeniyle bu yıl erken başladı. Ordu’da şehirlerden göç edenlerle mahalle ve yaylaların dolduğu Kabadüz ilçesinde nüfus yaklaşık yüzde 70 arttı. Kalabalık şehirlerden uzaklaşarak daha sakin olan köy ve yaylalara çıkanlar, sosyal izolasyon kuralına uymadıklarından burada yaşayan özellikle yaşlı nüfusu risk altında bırakıyor. Uzmanlar, koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek amacıyla köylerde de tedbirler alınmasını istiyor.
Türkiye’de de görülen koronavirüs salgınına karşı vatandaşlar tedbir almayı sürdürüyor. Karadeniz’de gelenek haline gelen ve mayıs ayı sonunda başlayan yayla ve köylere göç geleneği, bu yıl koronavirüs salgını endişesi nedeniyle erken başladı. Koronavirüs salgınından korunmak isteyenler, şehirlerden uzaklaşarak daha sakin ve ıssız olan yayla ve köylere çıkıyor. Ordu’nun Kabadüz ilçesinin nüfusu şehirlerden göç edenlerle yaklaşık yüzde 70 arttı. İlçede mahalle ve yaylalar dolup taştı. Karadeniz’de köy ve mezralardaki evlerine çıkanlar, sosyal izolasyon kuralına uymadıklarında burada yaşayan özellikle yaşlı nüfusu risk altında bırakıyor.
BELEDİYE BAŞKANI: NÜFUSUMUZ YÜZDE 70 ARTTI
Kabadüz Belediye Başkanı Yener Kaya koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşların ilçelerine bağlı yaylalara akın ettiğini açıkladı. Kaya, “İlçemiz diğer ilçelere göre ciddi derecede göç alan ve aynı zamanda da göç veren bir ilçemiz. Yaz günlerinde özellikle 100 bine yaklaşan nüfusuyla, kış aylarında da 5 ile 10 bin arasında devam eden bir ilçeyiz. Bu seviyedeyken şu an itibariyle ilçemize il dışından koronavirüs salgınından sonra ciddi derecede bir giriş oldu. Bu giriş ilimize seyahat yasağının getirilmesiyle ciddi bir şekilde de durdu. Ama hala il içinden gelen vatandaşlarımız şu anda akın akın yaylalara, mahallelerimize dolmuş durumdalar. İller arasındaki giriş ve çıkış kısıtlaması konulduğu rakamla aynı aya oranlama yaptığımızda ilçemizin nüfusunda yaklaşık yüzde 70 oranında bir artış var. Yasak tamamen kaldırıldığı zaman nüfusun çok büyük rakamlara ulaşacağını düşünüyoruz. Lütfen vatandaşlarımız kurallara uysunlar. Çünkü bu süreç devam ediyor. Sürecin ne zaman biteceği belli değil” dedi.
‘DAHA FAZLA İNSAN GELECEK’
Yayla mevsiminin geldiğini hatırlatan Kaya, “Bu yayla mevsiminde bütün ilçelerimizden ve il dışından gelen hemşerilerimizle dolup, taşacak. Daha fazla insan gelecek. Bunlar da geldiği takdirde kontrollü bir şekilde hem sağlık tedbirleri hem de koronavirüsle ilgili alınacak tedbirlerle ilgili mücadelemize son hız devam edeceğiz. Daha ciddi bir çalışma olacak. Bundan sonra kontrollerimiz daha da hızlanacak. Hemşerilerimiz alınan kararlara uysun, diğer insanlarla arasındaki mesafesini korusun ve maskesiz sokağa çıkmasın. Eşiyle, dostuyla, hane ziyaretleri veya bir araya gelme konularında da dikkat olsunlar” diye konuştu.
‘BURASI İZOLASYON İÇİN CENNETLİK’
Koronavirüs salgını nedeniyle 2 bin rakımlı Çambaşı Yaylası’nda kendini korumaya alan Haluk Çetinkaya da ‘Evde kal Türkiye’ dedikten sonra ben de kendimi izolasyona almak için yaylaya geldim. 1,5 aydan beri buradayım. Ara sıra çocuklarımın yanına gidiyorum ama tabii ki yine geliyorum. Şimdi yayla sezonu. Yaşlı insanlara da izin verilmesi gerekiyor. Çünkü burası yaşlı insanlar için birebir, cennet. İzolasyon için, temastan uzak olmak için cennetlik bir yer. Allah devletimizden razı olsun” dedi.
‘SALGIN BİTENE KADAR BURADA KALACAĞIM’
Ekrem Kurt ise, “Koronavirüs salgınından uzak kalmak için yaylaya geldim. Hem buradaki işlerimi hallediyorum hem de kendimi karantina altına alıyorum. Salgın bitene kadar burada kalacağım. Şu anda 20 gündür buradayım. Arada sırada şehre iniyorum. Oradaki işlerimi hallettikten sonra tekrar geliyorum. 6 ay boyuna burada kalacağım” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. BEYHUN: KÖYLERDEKİLERİ RİSKE ATMIŞ OLACAĞIZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazım Ercüment Beyhun, tedbirler kapsamında şehirlerarası ulaşımda kısıtlama getirildiğini ancak şehir içindeki aktivitelerin kısıtlanmadığını söyledi. Köylerde yaşayanların temas halinde olduğuna ve bunun köylerdeki yaşlıları risk altında bıraktığına dikkat çeken Prof. Dr. Beyhun, “Köylerde yaşlılarımız daha fazla yaşıyor. Risk grubu diye tanımladığımız hastalığın daha ağır seyrettiği kişiler bunlar. Bizler, şehirdeki evlerimizden köye çıktığımızda en çok korumak istediğimiz insanlarımızı risk altına atmış oluyoruz. Bir sağlık sorunu yaşanması, vefat durumlarında ya da çeşitli insani durumlarda köy içerisinde insanlar birbirleriyle görüşebiliyor. Bu sefer hastalık, o köy içerisinde çok hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Birtakım örnekleri var. Karantinaya alınan köyler oldu” dedi.
‘KÖYLERE GİDİŞ GELİŞLER AZALMALI’
Yazlık tatil bölgeleriyle köylerin sağlık sistemi organizasyonlarının bölgenin nüfusuna göre yapıldığını aktaran Prof. Dr. Beyhun, şehirlerden köy ve kasabalara olan göçün sağlık sisteminin yükünü artırarak ihtiyaç duyulduğu anda sağlık hizmeti verilmesinde sıkıntı yaşatabileceğini söyledi. Köy içindeki temasların azalmasıyla koronavirüsün yayılmasının da azalacağını kaydeden Prof. Dr. Beyhun, “İnsanların davranışlarıyla ortaya çıkacak, zamanla göreceğiz. Köy evlerinde gidiş gelişler ne kadar azalır, biz kendi hareketlerimizi ne kadar azaltır, evimizde kalmaya gayret edip başarılı olabilirsek o kadar az olacak. Bunu başaramazsak özellikle köylerimizde yaşayan yaşlılarımızı çok riske atmış olacağız” diye konuştu.