Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci özelleştirme yanlısı politikaları bir adım öteye taşıyarak,
Milliyet Gazetesi’nden Fehin Genç’in haberine göre; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yapılması gereken yapısal reformları açıkladı: Devletin birçok hizmeti özel sektöre geçmeli. Vergi dairesi bile özelleştirilmeli. Devlet işverenin kıdem yükünü satın almalı, işsizlik fonu kesintisi kaldırılmalı.
ʻʻ Kalifiye elemanlar Ekonomi Bakanlığı’nda 3 bin liraya razı oluyor, benim şirketimde 5 bin liraya razı olmuyor Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, devletin sağladığı birçok hizmetin özel sektör eliyle verilmesinin kaliteyi ve verimliliği artıracağını kaydederek, “En uç noktadan söylüyorum, vergi tahakkuk ve tahsilatı bile özelleştirilebilmeli. Bunun önünde hiçbir engel yok” dedi. Devletin çalışma hayatında haksız rekabet yarattığını ifade eden Zeybekci, “Kalifiye elemanlar Ekonomi Bakanlığı’nda 3 bin liraya razı oluyor, benim şirketimde 5 bin liraya razı olmuyor” diye konuştu. İşverenlerin üzerindeki kıdem tazminatı yükünü devletin satın alabilmesi için formül geliştirmek gerektiğini vurgulayan Zeybekci, “Hem kıdem tazminatı, hem de işsizlik fonu kesintisi olmaz. Kıdem tazminatı fonu kurulduktan sonra işsizlik fonu kesintisi kaldırılmalı” dedi. Bakanlık sayısının çok fazla olduğunu belirten Zeybekci, “Ekonomi yönetiminde finansla ilgili olan bakanlıklar bir elde, reel sektörle ilgili olanlar diğer elde toplanmalı” dedi.
Bakan Zeybekci, İstanbul’da bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında, güncel ekonomik konularla ilgili soruları yanıtladı. İhracatın büyümeye yüzde 1.5 katkısı olacağını söyleyen Zeybekci, “2017’yi pozitif görüyorum” dedi. Zeybekci, görüşlerini şöyle anlattı:
ʻʻ Öğretmen atamaları Milli Eğitim Bakanlığı’nın problemi olmamalı. Öğretmen alımları valiliklerin yetkisine verilmeli. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci
YAPISAL REFORMLAR: Birçok hizmet özel sektör eliyle verilebilmeli. Vergi tahsilatı bile özelleştirilebilmeli. Yapısal reformlar dediğimiz bunlar… Devlet eliyle bir ekonomi artık yok. Devletin fabrikaları mı kaldı? Özel sektöre geçmemiz lazım. Devletin hizmet satın alabilir hale gelmesi lazım. En uç yerden söylüyorum, devlet vergisini de özel sektör eliyle tahakkuk ve tahsil edebilmeli. Bunun önünde engel yok. Daha kaliteli olur mu, verimli hale gelir mi, gelir. Şu anda vergi tahsilatında sorun var anlamında söylemiyorum, hizmetin temini anlamında söylüyorum. Mesala öğretmen atamaları Milli eğitim Bakanlığı’nın problemi olmamalı. Öğretmen alımları valiliklerin yetkisine verilmeli.
KALİFİYE ELEMAN: En üst dereceden mezun olanlar bile, ‘Ben Ekonomi Bakanlığı’na gireceğim’ diyor. Ekonomi Bakanlığı’nda 3 bin liraya razı oluyor. Benim şirketimde 5 bin liraya razı olmuyor. Haksız rekabet yaratanların en önemlilerden biri de devlet olarak biziz. Devlet bu mezunlardan 10 tanesini verimli değerlendiriyor. Kalan 30-40 tanesini bakanlık koridorlarında israf ediyor. Cesur adımlar atmalıyız. Dışardaki iyi uygulamaları daha başarılı hale getirebiliriz.
KIDEMİ DEVLET SATIN ALSIN: Türkiye’de kıdem tazminatı alabilme oranı yüzde 20’nin altında, bu yüzde 100’e çıksın. Bir gün bile çalışanın hakettiği tazminat onun bağımsız hesabına otomatik olarak aktarılsın. İşsizlik kesintisi ile kıdem tazminatının birarada olduğu bir ekonomik düzen yok. Benim şirketlerim dahil, ‘Bugün dükkanı kapattım herkesin tazminatını vereyim,’ böyle bir şirket yok Türkiye’de. Onun için bu sistemle birlikte şirketlerin üstünde yüklenilmiş olan kıdemi de hükümet olarak satın alacak bir formül geliştirmemiz lazım.
İŞSİZLİK KESİNTİSİ KALKSIN: İşveren işsizlik fonundaki payı var onu ödüyor, adama bir de kıdem tazminatını da öde dersem sistem onu kaldırmaz. Geçiş döneminde nasıl ki tasarrufu teşvikte yüzde 25’e varan destek veriyoruz, aynı sistemi buraya bir kerelik uygulamak lazım. İşverenin üzerinde birikmiş olan tüm kıdem tazimnatını satın almak lazım. Bunu belli şartlara bağlamak lazım. Satın alınırken iki yıl alınmazsa şu kadar, 5 yılda alınırsa şöyle, 10 yıl alınırsa böyle olur diye formüller geliştirmek lazım. Bunu bir kere köklü olarak halletmek lazım. Bunu geliştirdikten sonra işsizlik fonu kesintisini de makulleştirmek belli bir süreçte kaldırmak lazım. İki yükü birden özel sektörün üzerine yıkarsanız kaldıramaz. O kadar çok örnek var ki… Denizli Basma, kadim şirket, battı. 3 bin vatandaş bir kuruş alamadan sokakta kaldı.
İNGİLTERE İLE OTOMATİK STA: İngiltere ile serbest ticaret anlaşması (STA) görüşmeleri net bir şekilde devam ediyor. Brexit olduğu gün bizim STA otomatik devreye girecek, sistem çalışacak. İngiltere Türkiye ilgili ilişkilerde pozitif görüşlerini çok net söylüyor. Turizmle ilgili çok daha net destek verir hale geldi.
Ekonomi Bakanlığı olarak sıkıntımz şu: Yatırım teşvik sisteminde o kadar iyileştirmeler yaptık. Dünyanın en ideal yatırım teşvik sistemini dünya ile konuşuyoruz. İhracat teşviklerimizde çok iyi noktalara geldik.
Serbest ticaret anlaşmaları, tercihli ticaret anlaşmalarında çok iyi şeyler yapıyoruz. Ancak teşvikler ile, destekler ile ilgili olarak ihracatçımızın farkındalığını artıramıyoruz. Daha doğrusu ihracatçının bunlardan haberi yok.
Farkında değil ya da tedirginliği var, başvurmuyor. Ya da o kadar kolay olduğuna inanmıyor. ‘Destekler yetersiz’ diyenlere sorun, yüzde 80’i ne verdiğimizi bilmiyor. Afrika’ya yaptığımız tüm ihracatın yüzde 100’ünü navlun olarak destekliyoruz, ‘hadi canım’ diyor. 2017 sonu itibariyle ihracatın Eximbank kredisiyle sigortalanması konusunda Kore’nin önüne geçmek gibi hedefimiz var.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda olumsuz bir kararın çıkacağını zannetmiyoruz. Teknik görüşmeler devam ediyor. Türkiye ve AB ayrı ayrı araştırma yaptırdı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi AB’nin büyümesine katkı verecek, milli gelir ve ihracatı artıracak. Aynı şey bizim için de geçerli. Güncellenme halinde dış ticaret hacmi 200 milyar dolara, 5 yılda 300 milyar dolara çıkacak. Türkiye AB’nin taraf olduğu üçüncü ülke anlaşmalarına otomatik dahil olacak. bugüne kadar sadece sanayi sektörü serbest dolaşım kapsamındaydı. Güncellemeden sonra kamu alımları ve hizmetler dahil olacak. Tarımda karşılıklı hassasiyet var. Tarımda yüksek koruma duvarlarına sahibiz. Güncellemeden sonra bu bitecek, fiyatlar tamanen liberal, AB ile aynı seviyeye gelecek. Ama tarımı desteklemek de milli görevimiz, bu kez bütçe kaynaklarıyla destekleyeceğiz. Türk şirketleri AB ülkelerinde AB şirketi gibi ihalelere girebilecek. Aynı şekilde onlar da Türkiye’deki ihalelere girecek. Bu büyük bir sistem değişikliği.
Ekonomi yönetimini konsolide etmemiz lazım. İspanya kabinesinde 13 bakanlık var. Toparlamak lazım. Maliye, Hazine, finansla ilgili olanlar ve reel ekonomi diye iki ayaklı hale getirmek lazım. İnşallah Cumhurbaşkanlığı sisteminde bunlar uygulamaya girecektir. İlerde bir yardımcının altında iki ya da üç ayaklı şekilde düzenlenebilir.
Bizim orada, ‘iki analı sütten, iki karılı bitten ölür’ diye bir söz vardır. Dolayısıyla herkese ait olan şey hiç kimseye ait değildir.
Bence çok iyi bir performans var. Özel sektör açısından talepleri yüzde 100 karşılayan bir şey zaten olamaz. Çok cesur bir gayret. Proje bazlı yatırım teşvik sisteminde 8-9 sektörde sonsuz destek imkanı var. Burada özel sektör üzerinde kamu yüklerinin azaltılması, bürokrasi, vergi hafifletmeleri, harç hafifletmeleri OSB’lerin yeniden düzenlenmesi, serbest bölgeler var, çok önemli bir çalışma. Şu anda komisyonda…