Türkiye’nin özellikle Doğu Karadeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden görülen, gökyüzünü birkaç saniyeliğine aydınlatan ve heyecanlandıran ışık huzmesi ile ilgili jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, açıklama yaptı. Endişe edilecek ve korkulacak durum olmadığını belirten Bektaş,
Karadeniz Teknik Üniversitesi eski öğretim üyesi, jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, meteor yağmuru ve meteor düşmesinin, dünyanın en doğal olaylardan oluğunu belirterek, korkulacak ve endişe edilecek durum olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Bektaş, “Hatta meteor yağmurlarının bile takvimi var. Özellikle ağustos ve ekim aylarının başında kuzey yarım kürede özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede bu meteor yağmurlarının daha çok şov şeklinde görmek mümkün. Bunlar nedir? ‘Uzayda kuyruklu yıldızların molozları’ diyebileceğimiz parçalardır. Bu parçalar atmosfere girdikleri andan itibaren yüksek sıcaklık ve sürtünmeden dolayı azami bir enerji açığa çıkarıyorlar ve parlıyorlar. Bunların büyük bir kısmı atmosferde eriyor ve dünyaya da taş olarak düşmüyor ama bazıları da taş olarak düşüyorlar” diye konuştu.
‘SON OLAY, ŞOK ŞEKLİNDE GÖRÜLEN DOĞA OLAYI’
Uzaydan gelen parçaların 3 özelliği olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bektaş, “Bunlardan bir kısmı demir olabilir. Bir kısmı kayaç olabiliyor. Bir kısmı da bunların ikisi olabiliyor. Ancak dünyamız bu meteorlardan korunmuş veya tehlike yok, diye bir şey söz konusu olamaz. Hatta dünyanın sonunun meteor çarpması sonucu olacağı yönünde teoriler var. Üniversiteye bazı vatandaşlar bu tip taşları getiriyorlardı. Göktaşı mı, değil mi; öğrenmek için. Bu son gelen doğa olayı bir şok şeklinde görülen doğa olayı. Endişe edilecek ve korkulacak bir durum söz konusu değil. Ağustos ve ekim aylarında meteor düşmelerini görebileceğiz, daha yeni başladık” dedi.