İstanbul’da Beşiktaş Metro İstasyonu olacak alanda yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkanlar görenleri şaşırttı.
Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy- Mahmutbey metro hattının Beşiktaş İstasyonu olacak alanda, İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından 2016’dan bu yana arkeolojik kazılar yapılıyor. Tüm hızıyla devam eden kazıları sekteye uğratacak hava olaylarından alanın korunması için, dev bir iskele kuruldu ve üzerine branda serildi.
Yapılan çalışmalarda 1910 yılında yapılmış tramvay hattı ve depolarına ait kalıntıların yanı sıra geç Osmanlı dönemi ve ardından orta ve geç Bizans dönemi kalıntılarına rastlandı. Bu katmandan hemen sonra ise, Boğaz hattı için çok önemli olan Helenistik ve Roma dönemine ait küçük buluntular ortaya çıkarıldı. Ancak Beşiktaş’taki kazılarda arkeologları en çok heyecanlandıran buluntularla, bu katmanlardan sonra karşılaşıldı.
Kurgan tipi mezarlar: Günümüz deniz seviyesinden 1 buçuk metre derinlikte, dairesel plan veren taş dizileri görüldü. Çalışmalar ilerledikçe bu yapıların, kurgan tipi mezarlar olduğu ortaya çıktı.
Mezarlar açılıyor: Türkiye’de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarların, İlk Tunç çağına ait olanların hepsi ‘kremasyon’ yani yakılarak gömüldüğü için, kemikler çatlamış ve ufalanmış durumda. O nedenle alandaki arkeologlar çalışmalarını, dişçi aletleriyle ve titizlikle sürdürüyor. Çok ince bir çalışma yapılarak tüm mezarlar açılıyor ve belgeleniyor.
Tramvay hattı kalıntısı: 2016’dan bu yana devam eden kazılarda karşılaştıkları buluntular ile ilgili Polat, “İçinde bulunduğumuz kazı alanı, Beşiktaş istasyon alanı. Biz burada İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak 2016 yılında çalışmalara başladık. Burası biliyorsunuz, Beşiktaş Meydan’da. Hemen meydan seviyesinden itibaren başlayan çalışmalarda yüzeyden 2 metreye kadar güncel dolgu ardından, 1910 yılında yapılmış tramvay hattı ve depolarına ait kalıntılara ulaştık. Bu kalıntılar koruma kurulu kararı ile kaldırıldıktan sonra çalışmalara devam edildi.” diye konuştu.
Bizans buluntuları: “Hemen altından geç Osmanlı, ardından orta ve geç Bizans dönemi olmak üzere Bizans dönemi buluntularına rastladık” diyen Polat “Bu katmandan hemen sonra ise, Boğaz hattı için çok önemli olan klasik dönem, yani bizim M.Ö. 6. yüzyıl dediğimiz klasik, Helenistik ve Roma dönemine ait küçük buluntulara rastladık. Bunlar esasında bu bölgede yapılmış ilk kazıda çıkan bulgular olması nedeniyle önemliydi.” ifadelerini kullandı.
Taş dizileri: Beşiktaş için önemli konuya değinen Polat “Bu klasik dönem dolgusunun hemen altında günümüz deniz seviyesinden 1 buçuk metre aşağıda dairesel plan veren taş dizilerine rastlanmış olması. Buradaki dairesel planlı taş dizilerinin, biraz kazılar ilerlediğinde kurgan tipi mezarlar olduğu açığa çıktı.” diye konuştu.
Gömü olan mezarlar: “Yaklaşık M.Ö. 3500 yani kronolojide ilk Tunç dediğimiz çağlara ait” diyen Polat “Bu dairesel plan veren taş dizileri halindeki kurganların içinde ve dışında, yaklaşık 82 adet mezara rastladık. Bu 82 adet mezarın 75 tanesi kremasyon yani yakarak gömülmüş iskeletlere ait. 7 tanesi ise inovasyon dediğimiz yani doğrudan gömü olan mezarlardı.” dedi.
Yakılarak gömüldü: İlk Tunç çağına ait bu kurganların içinde, farklı tipte gömü çeşitlerinin olduğunu gördüklerini dile getiren Polat, “Yakılarak gömülen iskeletler, çok ufalanmış kemikler halinde karşımıza çıkıyor. Burada bazı kurganların içerisinde, direkt yerinde yakılmış ve orada bırakılmış mezarlar mevcut, bazı mezarların içerisinde de farklı bir yerde yakılıp, pişmiş toprak kapların içine konulup getirip buraya gömülmüş mezarlar da mevcut.” ifadelerini kullandı.
Topraktan objeler tespit edildi: Hediyelerden bahseden Polat “Bu mezarların içinde, iskeletlerle beraber, mezar hediyeleri olduğunu gördük. Çoğunluğu bunların pişmiş toprak kaplar. Çok az miktarda ise arsenikli bakır dediğimiz aletler tespit ettik. Bunlarla beraber küçük oyuncak arabaların tekerlekleri olabilecek pişmiş topraktan objeler tespit edildi” şeklinde konuştu.
Ayak ucuna yerleştirilmiş: Buradaki mezarların, Türkiye’de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarlar olması nedeniyle öneminin büyük olduğunu ifade eden Polat, “Bunlar ilk Tunç çağlarına ait. Burada bir mezarın içerisinde, iki adet pişmiş toprak figürin tespit ettik. Biri büyük, biri küçük olmak üzere ayak ucuna, birbirlerine değecek şekilde mezara yerleştirilmişlerdi.” ifadelerini kullandı. (Kaynak: DHA)