Çin’de yayılan ‘Koronavirüs’ şu günlerde hepimizin korkulu rüyası ve en büyük endişesi.
Neredeyse hayatımızın her alanında da bizi meşgul etmeye devam ediyor. Buna bir de sosyal medyada yayınlanan yanlış bilgiler eklenince, endişemiz bir kez daha artıyor. Biliyorum ki, bu süreç hepimiz için zor. Bu sürecin de atlatılmasında herkese büyük görevler düşüyor.
Öncelikle bizden istenen kurallara uymak, hem kendi sağlığımızı ve de toplumu korumak adına da önemlidir. Bilhassa bu yaşadığımız zor dönemin psikolojik boyutunu da irdelememiz gerekir. Çünkü bu çok yeni bir kavramdır ve çocuklar üzerinde bazı hasarlar bırakabilir.
Ebeveynler olarak sakinliğimizi korumamız ve endişemizi çocuklara yansıtmamamız gerekir. Çünkü çocuklar büyüklerin kaygılarını hissederler. Hele ki, küçük yaştaysalar bu tip durumları somut olarak adlandıramazlar; olayları anne ve babanın davranışlarına bakarak yorumlarlar.
Ebeveyn kaygılı ise çocuk da benzeri bir davranış içine girer. Bu durumu önlemek için çocuğunuzun korkularını ve kaygılarını gidermeniz gerekir. Onunla konuşarak önlemler alındığında güvende olduğunu söylemeniz kaygılarını giderecektir. Tabii ki, tamamen gerçeği yok saymak çocuğun endişesini arttırır. Demek ki bu süreçte anne ve baba olarak davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekir. Bu hastalığın evde kalma gibi bir zorunluluk olduğunu unutmayarak, çocuklarımızla evde sanatsal faaliyetler gerçekleştirerek, belgesel filmler seyrederek veya kitap okuyarak geçirebiliriz.
Daha önce belki de hiç ailemizle gerçekleştiremediğimiz güzel şeyleri yeniden keşfederek, çocuklarımızın bu durumu daha rahat atlatmalarına vesile oluruz.