–
Mesut Yılmaz’ın Türkiye’nin menfaati için siyasetten engellenen siyasi geleceği uğruna mücadele verdiği ”Mavi Akım Projesi”1997 Yılında ABD Büyükelçisinden Başbakan Yılmaz’a ağır tehdit ederek kendisini iki kez ziyaret ederek, “Mavi Akım’ı iptal etmezseniz, kötü sonuçlar doğurur, şahsen sizin için” deri.
Mesut Yılmaz ise, ‘‘Korkum yok, ülkemiz için gerekli olan bu anlaşmayı yapacağım. Karadeniz’den boruyu da Rusya geçirecek, üstelik doğalgazı iki yıl içinde de Türkiye’ye verecek’ dedim.Onlar bize LPG olarak satmak istedikleri doğalgaz için İskenderun’da, İzmir’de rafineri kurdurmak istediler. Bunu kabul etsek, doğalgazın maliyeti ne olurdu? O dönem Cezayir, Nijerya’dan aldığımız doğalgazın maliyeti 300 dolardı. Biz ise Rusya’dan 130 dolara aldık… “Bunun siyasi bedelini ödedim”Bu tarihten sonra başta Enerji Bakanıma ve bana birçok yabancı büyükelçi ve temsilci gelmeye başladı. ABD, Katar, Mısır elçisi falan geliyordu. Çünkü dünya enerji piyasasına yeni bir oyuncu olarak giren Türkiye’yi engelleyerek, Türkiye pazarını ele geçirme anlayışı vardı”Türkiye’nin aldığı en ucuz doğalgaz. ” Akabinde, bize övgüler dizen gazetelerin köşe yazarları birden bire Mavi Akım’ı, ‘Türk dünyasına en büyük ihanet’ olarak nitelendirdi. Mavi Akım’da yolsuzluk iddia edildi. Neticede Mavi Akım aleyhine lobi oluştu. Ama bürokratlar ve tüm siyasi arkadaşlarım yargı önünde aklandı. Biz Türkiye pazarını ele geçirmeye karşı koyduk, ama siyasi bedelini ödedik.Mavi Akım konusunda çok insan haksız yere suçlanmış, çok bürokratımızın canı yanmıştır. Ama bu gün iftiharla söylüyorum ki bu suçlamaların asılsız olduğu yargı kararlarıyla ortaya çıkmıştır.Türkiye bu gün enerjisinin çok önemli bir bölümünü doğalgaz santrallerinden elde etmektedir. Bu açığı başka yönden ikame etmesi kesinlikle mümkün değildir.