Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 14’üncü yılında anılıyor

Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri oldu. Yazıcıoğlu’nun vefatı, hala hafızalarda ilk günkü tazeliğini koruyor.

Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 14’üncü yılında anılıyor
Yayınlama: 25.03.2023
1
A+
A-

Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri oldu. Yazıcıoğlu’nun vefatı, hala hafızalarda ilk günkü tazeliğini koruyor.

Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden 14 yıl geçti.

Genç yaşta atıldığı siyasette ilkeli ve dik duruşuyla tanınan, darbe karşıtı söylemleriyle öne çıkan Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin unutulmazları arasında yer aldı.

Ülkü Ocakları’nın başına geçti

31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğan, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla’da tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdi.

Siyasete giden yolda ilk adımı 14 yaşındayken Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katılarak atan Yazıcıoğlu, 1972’de Ankara’ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başladı.

Yazıcıoğlu, devam eden yıllarda Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevini yürüttü.

“Eller silah değil, kalem tutmalı”

Yoluna 1978’de Ülkücü Gençlik Derneği’nin Kurucu Genel Başkanı olarak devam eden Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’de Genel Başkan Müşaviri olarak MHP’de görev aldı.

Yaşamı boyunca Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesi düşüncesiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin iyi bir eğitim alıp, vatanına ve milletine hizmet etmesi gerektiğini her zaman dile getirdi.

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup yazarak, “Eller silah değil, kalem tutmalı.” diyen lider olarak öne çıktı.

7,5 yılı cezaevinde geçti

Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş kavgasını gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.

Yazıcıoğlu, askeri darbenin ardından “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda” yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde kaldı.

Dava sonunda herhangi bir ceza almayan Yazıcıoğlu, milletine ve devletine bağlılığından hiçbir zaman vazgeçmedi.

Büyük Birlik Partisi’ni kurdu

Yazıcıoğlu, milletine hizmet için 1987’de siyasete kaldığı yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi.

Yazıcıoğlu, 1991’deki genel seçimlerde tercihli sistemle Sivas’tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992’de yol ayrımına geldi.

“Siyasi anlayışımız uyuşmuyor” diyerek bir grup arkadaşıyla MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te kurucu genel başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) kurdu.

ANAP’tan istifa etti

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde ANAP’la yaptıkları ittifakla yeniden Meclis’e girdi.

Yazıcıoğlu, 1996’da ANAP’tan istifa ederek BBP’ye döndü.

Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM’ye girerek seçimden önce bıraktığı Genel Başkanlık görevini yeniden devraldı.

İlk kez kiraladığı helikopter sonu oldu

Muhsin Yazıcıoğlu, 2009’daki yerel seçimler için ilk kez helikopter kiralayarak Kahramanmaraş’taki mitinge katıldı.

“Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız.” diyen Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingin ardından Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken 25 Mart 2009’da Göksun ilçesi kırsalında düştü.

Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedeni, Keş Dağı Kurudere Kanlıçukur mevkisinde bulundu.

Sevenleri gözyaşları ile uğurladı

Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009’da Kocatepe Camisi’nden son yolculuğuna uğurlandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisindeki törende, Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı.

Binlerce seveni tarafından son yolculuğuna uğurlanan Yazıcıoğlu’nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.

Darbelere karşı dik durdu

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi, memleketi Sivas başta olmak üzere Anadolu’nun birçok şehri ile Pakistan gibi dost ve kardeş ülkelerde cami, cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.

Yazıcıoğlu, siyasi yaşamı boyunca darbelere her zaman karşı çıktı.

Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi yaşamı boyunca görüşünü her zaman yüksek sesle dile getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern darbesine karşı duran liderlerden biri olarak da öne çıktı.

“Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam”

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” sözü, o dönem ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.

BBP’nin kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasi yaşamı boyunca yaptığı bazı açıklama ve söylemleri de siyasete damga vurdu.

Yazıcıoğlu’nun o sözlerinden bazıları şöyle:

“Söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz”

“Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.”“Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir.”“Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, ‘ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.” ve “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz.”

Şiire tutkuluydu

Vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.

Yazıcıoğlu’nun naaşının, helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde / Ben sonsuzluğu düşünüyorum / Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum / Durun kapanmayın pencerelerim / Güneşimi kapatmayın / Beton çok soğuk, üşüyorum…” dizeleri yer almaktaydı.

Cezaevinde bulunduğu dönemde yazdığı “Gül” isimli şiirindeki “Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın / Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın / Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın…” dizeleri de Yazıcıoğlu’nun umuda ve sevgiye verdiği önemi gözler önüne seriyordu.

Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 14'üncü yılında anılıyor

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.