Dün yayınlanan yeni yönetmeliğe göre, artık özel kurumlar ortaokul öğrencileri için yurt açabilecek. 40 öğrenci bulana özel yurt, 30 öğrenci bulana pansiyon, 10 öğrenci bulan kişilere de apart açma yetkisi verildi. Sendikaların karşı çıktığı yönetmelikte lise ve üniversite öğrencileri aynı yurtlara kalabilirken, denetleme yetkisi de maarif müfettişlerinden alındı.
Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği dün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yayımlanan bu yönetmelikle 2004 tarihli Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı. Yeni yönetmeliğe göre, özel ve tüzel kişiler, ortaokul, imam hatip ortaokulu, ortaöğretim ve yüksek öğretim düzeyinde yurt açabilecek. Özel yurtların açılması için en az 40, pansiyon için 30, apart ve stüdyo daire için 10 öğrenci şartı getirildi. Ayrıca, bu yurtlarda geçici barınma adı altında ortaöğretim kurumlarında yükseköğretim öğrencilerinin, yükseköğretim yurtlarında ortaöğretim öğrencilerinin barınmalarına izin verildi. Kurumların denetimi ise maarif müfettişlerinden alındı. Denetleme, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ya da Şube Müdürünün başkanlığında Şube Müdürü ve resmi Ortaöğretim kurumu müdürü tarafından yapılacak. Teftiş Kurulunun denetim yetkisi saklı tutuldu.
Eğitim-Sen Genel Örgütlenme ve Yükseköğretim Sekreteri İsmail Sağdıç, öğrencilerin barınma konusunun her zaman sorun olduğunu belirterek, “Devlet, kendi olanaklarını kullanarak çözüm yoluna bir türlü gitmiyor. Yeni yönetmelikle, yeni ‘Aladağ’ların, ‘Karaman’ların, daha da çoğalacağı aşikardır. Çünkü yeni yönetmelikte denetleme yetkisi maarif müfettişliğinden alınarak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığının kurduğu komisyona verilmiş. Özellikle bu kadroların siyasal saiklerle atandığını düşünürsek, komisyondaki kişilerin kendi cemaatinden olan yurtların denetlenmesi sözkonusu olmayacaktır” dedi.
Diğer yandan, yeni yönetmelikle ortaöğretim öğrencilerinin yükseköğretim yurdunda, yükseköğretim öğrencilerinin de ortaöğretim yurdunda geçici barınma yapacağına işaret eden Sağdıç, şöyle devam etti: “Aynı yurtta hem lise üniversite öğrencileri kalacak. Geçici dense de süre belirtmediği için bu bir yılı aşar. Bu da olumsuzlukları beraberinde getirecek. Çünkü iki tarafın da barınma ihtiyaçları farklı. Yönetmelik, bu yönüyle ihtiyaca cevap vermemiştir, daha da kötü olmuştur. Kaçak yurtların sayısı artacaktır. Devlet, barınma işini özele atmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nı göreve çağırıyorum, bu maddeler iptal edilmeli. Barınma meselesi devlet ve ihtiyaçlar üzerinden çözülmeli.”
Eğitim-İş Sendikası ise yazılı bir açıklama yaparak, “Bu madde, daha Karaman skandalının utancı sıcakken, ufacık yavrularımızı zulme ve cinsel istismara açık hale getirecektir” dedi.
Sendika açıklamasında, özel yurtların açılması için en az 40, pansiyon için 30, apart ve stüdyo daire için 10 öğrenci şartına işaret ederek, “Bu madde ile her önüne gelen, hatta bir daire tutan herkes, orayı ufak bir yurt olarak kullanabilecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Fethullah Gülen’e defalarca ‘Bizim de ablalarımız var’ diye çıkıştığı hatırlanacak olursa, bu maddenin AKP’nin kendi ışık evlerini yasallaştırma hamlesi olduğu görülecektir” dedi.
Lise ve üniversite öğrencilerinin aynı yurtta kalması konusunda ise “Bu madde kesinlikle pedagojiye aykırıdır. Kendini savunamayacak yaşta çocukların, kendisinden büyük ve fiziken daha kuvvetli çocuklarla barınmasının önünü açmak, yaşanacak yeni skandallara davetiye çıkarmaktır” diyen Eğitim-İş, maarif müfettişlerinin denetleyemediği kurumlarda, siyasi yandaşlığın ön plana çıkacağını, istismar vakalarının üzerinin daha kolay örtüleceğini belirtti. “Mevcut haliyle bile denetimsizlik skandallarıyla gündeme gelen MEB, bu değişiklikle istediği tarikat/cemaat ile ahbap-çavuş ilişkisi kurabilecektir. Bu değişiklikler, neredeyse tekke ve zaviyelerin geri getirilmesidir” diyen sendika, telafisi mümkün olmayan bir yola girilmek üzere olunduğu kaydetti.
Sendika açıklamasına şöyle devam etti: “Devlet, 18 milyondan fazla çocuğun eğitiminden, onurlu, düzgün bir yaşam sürmesinden, sağlıklı, huzurlu, dengeli bir yaşam içerisinde çağdaş, insani ve evrensel değerlere bağlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesinden sorumludur. Devlet, kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını, ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden; çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen, eğitimin laik yapısını yok etmeye çalışan bir kısım tarikatların, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek veya cemaatlerin eline terk edemez. Eğitim-İş olarak çocuklarımızın eğitim hakkı başta olmak üzere en temel haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele etmeye; çocuk istismarını, taciz ve tecavüzü meşrulaştıran yasalara karşı durmaya devam edeceğiz.”