Antalya’da Murat ve Melike Cansu çifti, kamp hayatı ve doğa sevgileri ağır basınca bir yıl önce tüm yaşamlarını içine sığdırdıkları Tosbavan adını verdikleri karavanla hayallerini gerçeğe dönüştürdü.
Antalya’da kamp hayatı ve doğa sevgileri ağır basınca bir yıl önce tüm yaşamlarını içine sığdırdıkları Tosbavan adını verdikleri karavanla hayallerini gerçeğe dönüştüren çift, doğayla baş başa bir yaşam sürüyor.
Doğa tutkunu Murat (39) ve Melike Cansu (32) çifti, sıkıldıkları dört duvar arasından kurtulmak için bir yıl önce karavan hayatını tercih etti.
Tüm yaşamlarını içine sığdırdıkları Tosbavan adını verdikleri karavanlarıyla mutluluğa uzanan Cansu çifti, bazen güne lüks dairelerin sahip olduğu manzarayla bazen de hayalleri süsleyen doğa harikası yerlerde gözlerini açıyor. Çift, “dört tekerlekli evleri”yle dünya turuna çıkmayı arzuluyor.
CANLARI NEREDE İSTERSE ORADA UYANIYORLAR
Bir giyim mağazasında sorumlu olarak çalışan Murat Cansu, çocukluğundan beri doğaya büyük bir sevgi beslediğini, son üç yıldır da düzenli olarak kamp yaptıklarını söyledi.
Bu süreçte evde yaşamanın kendilerine zor gelmeye başladığını aktaran Cansu, eşiyle bir yıl önce radikal bir karar alarak evlerini boşalttıklarını, eşyalarını da satarak karavanda yaşamaya başladıklarını dile getirdi.
Cansu, karavan yaşamında monotonluğa yer olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Hafta içi evimizi iş yerlerimize götürüyoruz. Bizim evimizin dört tekeri var. Sabah nerede uyanmak istiyorsak, akşam oraya gidiyoruz. Canımız deniz kenarında uyanmak isterse sahile, doğada uyanmak isterse ormana sürüyoruz. Özgürlük de tam olarak burada başlıyor. İzinli günlerimizi çok iyi değerlendiriyor, genellikle doğayı keşfetmeye çalışıyoruz. Bu nedenle şehirden olabildiğince uzaklaşıyoruz. Bulunduğumuz ortama göre günlük yaşantımız değişiyor. Rutin bir yaşantımız yok.”
GÜLDÜREN EV POLEMİĞİ
Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde kendilerini doğada tamamen izole ettiklerine inandıklarını vurgulayan Cansu, “Çevremizde hiç insan olmuyor, temas edebileceğimiz bir alan olmuyor. Dezavantajı ise güvenlik güçlerine durumu anlatmanın güçlüğü maalesef. Çünkü gelip ‘Evinize gidin’ diyorlar. ‘Bizim evimiz burası’ dediğimizde de ‘Normal evinize gidin. Yasak var.’ diyorlar.”
HER ŞEY BİR HAYALLE BAŞLADI
Özel bir firmada muhasebe görevlisi olarak çalışan Melike Cansu ise karavan yaşamının bir kadın olarak kendisine ev yaşamına göre daha avantajlı geldiğini söyledi.
Evde saatlerce yapılan temizliğin karavanda dakikalara düştüğünü, bunun da kendisine ayıracağı vakti artırdığını anlatan Cansu, şöyle konuştu:
“Bu nedenle karavan yaşamına başladıktan sonra birçok hobim oluştu. Eşyalardan ve onların yükünden arındım. Bir kadın için zor bir süreçtir belki ama birkaç ay içerisinde alışıyorsunuz. Örneğin çok daha az kıyafetiniz oluyor. Belki bir kadın için en zorlayıcısı bu olabilir ama hayat bir şekilde devam ediyor ve alışılıyor. Eviniz küçüldükçe, siz daha çok özgürleşiyorsunuz. Sosyal medyada tecrübelerimizi aktarıyoruz. Doğa kirliliği ve doğadaki hayvanlarla ilgili de paylaşımlar yaparak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.”
Her sabah farklı bir manzarada uyanmanın verdiği özgürlük hissinin kendisine çok farklı duygular kattığına dikkati çeken Cansu, “Bazen şehir içinde güzel bir manzaraya evimizi park ediyoruz. Merak edip ziyarete gelenler oluyor. Her şey bir hayalle başlıyor. Demek ki o çok güzel manzaralara uyanmak için trilyonlar harcamak değil, hayalleri kovalamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.