Türkiye’de sıcak su ve nano gümüş teknolojisi kullanılması yöntemiyle koronavirüsün yok olmasını sağlayan endüstriyel dezenfeksiyon cihazı üretildi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde bir süre önce kurulan, kimi sanayi firmalarıyla birlikte bilimsel çalışmalar yapılan ve yeni ürünler üretilen Teknokent’te, bütün dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele için, özellikle kamu kuruluşları ve toplu alanlarda kullanıma uygun endüstriyel bir dezenfeksiyon cihazı geliştirildi.
Teknopol İstanbul ve Berkin Enerji firmasının iş birliğiyle geliştirilen elektro kimyasal tepkimeli buhar jeneratörünün ortaya çıkmasında emek sarf eden üniversitenin öğretim üyesi ve Teknokent Genel Müdürü Orhan Çömlek, cihazla ilgiliaçıklamalarda bulundu.
Üreticim sürecini anlatan Çömlek, Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde bir süre önce kurulan Teknokent’te 26 adet firmayla Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını ve bazı ürünler ürettiklerini belirterek, “Özellikle kitlerde Türkiye’nin başarılı firmaları, bizim Teknokent’imizde yer almış durumdalar. Sağlık bilimleri üzerine yazılım yapan firmalarımız da var. Bu firmalarımızdan biri de, aslında enerji alanında çalışmalar yapan Berkin Enerji adlı firma. Plazma tekniğiyle hidrojenleri sudan ayırıp, hidrojeni yakıp enerji elde ediyorlar. ve yüksek tonajlı buharları da sanayiye, endüstriye satıyorlar. Bu firma aynı zamanda Güney Kore’den de bir yatırım aldı.” dedi.
Buhar elde eden firmanın hidrojeni plazma tekniğiyle ayrıştırıp yakarak doğa dostu bir enerji temin ettiğini ve onlarla bir araya gelerek, “büyük devasa sistemleri, daha ev tipine ya da endüstriyel sanayinin temizlikte kullanabileceği bir tipe dönüştürebilme” çalışması yaptıklarını kaydeden Çömlek, şöyle konuştu:
“Bu çalışmaları yaparken, malum Kovid-19 virüsü (koronavirüs) ortaya çıktı. Onunla alakalı, bizim uzman hocalarımız, ‘ısıyla bu virüslerin yok edileceğini, buradaki ısı belli bir dereceye getirilebilirse bu virüslerin yok edebileceğini’ söyledi. ve arkadaşlar da çalışmalarını başlatıp bu cihazı geliştirdiler. Üç günde ortaya çıkardıkları bir prototip cihaz oldu. Bundan sonra çok fazla talep almaya başladık. bu taleplere göre cihazın yeni uygulama versiyonlarını ortaya çıkaracaklar.”
Cihazın seri üretiminin başladığını ve kendi aralarında amatör bir tanıtım videosu çektiklerini anlatan Çömlek, videonun çok hızlı bir şekilde dağıldığını, belediyelerden, hastanelerden, kamu kuruluşlarından aramalar geldiğini ve kıramadıkları bu yerlere bu prototipin benzerlerinden verdiklerini kaydetti.
Orhan Çömlek, çok basit bir sistemle çalışan cihazın şu anda bazı hastane ve kuruluşlarda çalıştırıldığını belirterek, cihazla ilgili de, şu bilgileri paylaştı:
“Cihaz suyu, 12 bar atmosfer ve 200 derece bir ısıya çıkarıyor. Nozul üzerinden fışkıran ve karşı duvara vuran ısı 63 derece oluyor. Bu 63 derece ısıda aslında virüslerin yaşamaması bekleniyor. Tabii biz sadece ısıyla bir dezenfektasyon yapmayı hedeflemedik. Yine uzman hocalarla bir araya geldik. Farklı kimyasallar tavsiye edenler oldu. ‘Biraz daha doğa dostu, gıdaların üzerine sıçradığında, insanların üzerine de geldiğinde, kullandığında sağlığı etkilemeyecek ne olabilir’ düşüncesi ortaya geldi. ‘(Kolloidal gümüş) diye bilinen nano gümüş iyonlarının polarizasyonu yöntemiyle bir dezenfektan yapılırsa bunun, sprey ettiğiniz yüzeye göre aylarca koruma sağlayacağını’ ifade ettiler. Araştırdık, baktık, makaleleri inceledik, Dünya Sağlık Örgütünde yapılan çalışmalar, Türkiye’de literatürde yapılan çalışmalar, yapılan yayınlara baktığımızda gerçekten de son derece güvenilir bir ürün olduğunu keşfettik. ve şu an aslında iki tip dezenfeksiyon yapıyoruz. Bir tanesi ısıyla yapılan anlık dezenfeksiyon, bir diğeri de koruma amaçlı nano gümüş iyonlarını serpiştirerek yapmış olduğumuz dezenfeksiyon.”
Bu ürünün diğer ürünlerden farkını da anlatan ve piyasadaki ürünlerin aslında ilaçlama firmalarının kullandığı ürünler olduğuna dikkati çeken Çömlek, ürettikleri ürünün ise ilaçlama amaçlı bir ürün değil, aslında direkt virüsleri öldürme amaçlı tasarlanmış bir ürün olduğunu dile getirdi.
Ürünün daha ileriki versiyonlarının “N95” maskeleri olduğunu ve bu maskelerle ilgili de şu an Amerika’daki FDA’nın yeni bir onay verdiğini anlatan Çömlek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FDA, N95 maskelerinin yeniden kullanımı için dezenfeksiyonla alakalı bir firmaya onay verdi ve onlar da bunu yapıyorlar. 65 derece ısıda maskeleri hastanelerden topluyorlar, onları 2,5 saat hidrojen peroksite maruz bırakıp çıkarıyorlar ve tekrar hastanelere geri veriyorlar. Bu N95 maskelerin filtreleri dahil her tarafı dezenfekte ediliyor. Bu firmayla şimdi bir sonraki projemiz o. Çok yakında onu da Türkiye’de kullanıma açmış olacağız.”
Çömlek, şöyle devam etti:
“Kendi yaktığı hidrojeni ve plazma teknolojisi aynı zamanda patentli teknolojisi bu firmanın. Dünyada tek ve bunu yapan herhangi bir cihaz yok. Firma, bu teknolojiyi kullanarak 12 bar basınca ve 200 derece ısıya çıkıyor. Diğer teknoloji de herkesçe bilinen ama çok yüklü miktarda üretilip satışa geçemeyen ‘kolloidal’ gümüş, nano gümüş dediğimiz malzemenin üretilmesi. Firma kendi reaktörlerinde üretebiliyor bunu. Tonajlı üretebildiği için, muhtemelen cihazla nano gümüşü de birlikte isteyen kamu kuruluşlarına, isteyen özel sektöre veriyor olacağız.”
Çömlek, ürünün evlerde de kullanılmasını istediklerini ancak şu anda Türkiye’de toplulukların gittiği cami, okul, restoranların kapalı olması nedeniyle kamu kurumlarına çok limitli satışlar yapılabildiğini aktaran Çömlek, birinci önceliklerinin kamu kurumları, halkın daha fazla gittiği okullar, üniversiteler, sağlık merkezleri, hastaneler ve toplu taşıma araçları olduğuna işaret etti.
Çömlek, “Türkiye’de çok önemli bir beyaz eşya üreticisi bir girişimcimizle, sanayicimizle de bir araya geldik. Bu ürünü gösterip, ‘bunun ev tipini birlikte yapabilir miyiz’ dedik. O da, ‘seve seve bunu yapabileceğini’ söyledi. Onun da şu an Ar-Ge çalışmaları, tasarım çalışmaları başladı.” değerlendirmesini yaptı.
Aslında cihazı bedavaya kamu kurumlarına vermeyi ve cihazın solüsyonlarını satmayı amaçladıklarını belirten Çömlek, “Gelen siparişlerin miktarına göre pazarlama stratejisi belirlenecektir. Muhtemelen de 2-3 gün içinde satışlar başlayacaktır.” bilgisini paylaştı.
Dünyada virüslerle ilgili çok farklı ürünler, farklı uygulama ve farklı kimyasallar bulunduğuna dikkati çeken Çömlek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Arzumuz, çok hızlı bir şekilde büyük alanları dezenfekte edecek ve çok ucuz olacak bir ürün geliştirmekti. Yani en ucuz şey de su. Sıcak suyla virüsleri yok edebilmek için uzmanlarla görüştük. 63 derece nozuldan bir sıcaklık verdiğimizi duyunca bunun virüsü ortadan kaldıracağını söylediler. Ama şu gündeme geldi; ‘Kalıcılığı nasıl sağlayacağız? Her gün bu yüzeyleri buharla temizleyecek miyiz?’ O zaman da kolloidal gümüşün bu işi çözeceğini düşündük. Hocalarla da iletişime geçtik. Onlar da nano gümüşün yüzeylerde kalacağını ifade ettiler. Firmanın kendi reaktörleri de nano gümüşün tonları mertebesinde üretmeye müsait olduğu için firma, ‘bunu kolaylıkla yapabileceğini ve çok ucuza mal edebileceğini’ söyledi. En ucuz, en etkin ve en verimli çözümü bulmuş vaziyetteyiz diye düşünüyoruz”
Kaynak: AA